Dünyanın 1000 yıldan eski 100 kadim şehri arasında marka
değerini ilk 10'a taşıma gayretindeki İstanbul'un, kökü Osmanlı'ya
dayanan İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın (İDSO) yeni yıl
konserindeydim.
Lütfi Kırdar'ın Büyük Anadolu salonundaki 2 bin 150 koltuk, hınca
hınç dolu 3 yaşındakiler dâhil 50'si çocuk dinleyici, konseri can
kulağıyla dinliyor. Şef Antonio Pirolli'ye, "Anatolian Sopranos"
grubu sanatçılarından Esin Talınlı, Çiğdem Önol ve Funda Saltaş
eşlik ediyor.
Repertuar, salonun ilgisini diri tutacak Batı klasik müziğinin
popüler eserlerinden seçilmiş... Ayrıca Erol Sayan'ın "Kalbe dolan
o ilk bakış" ile Dede Efendi'nin "Yine bir gülnihal" eserleri de
dinleyicilerin eşliğinde ses buluyor.
Konserde yanımda, PR dünyasının bilgelerinden Bengü Bilig var ve
salondaki coşkuya işaret ediyor; "ülkemizde çoksesliliğin devamı
için klasik müziğe verdiğimiz desteğin sonucu bu... İDSO'nun
kentimizin küresel marka değerine katkısı çok fazla zira daha
şimdiden dünya klasik müzik evreninde arananlar arasındayız."
Sabah'ın da destekçileri arasında olduğu İDSO'nun ana sponsoru
Denizbank. Yetişkin 22 TL öğrenci 12 TL bilet ücreti ancak bu
destekle sağlanabilmiş. Napolyon "dünya bir ülke olsaydı, başkenti
İstanbul olurdu" diyor. Küresel arenadaki bu saygın itibarımızı
daha da güçlendirmek için 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, Boğaz'ı
alttan ve üstten 7 kez geçiş kadar kültürel mega projelere daha
fazla önem vermemiz şart.