Sürdürülebilir yüksek büyümenin önüne çıkarılan not düşürme,
döviz zıplatma, kırılganlık raporu engelleri, sandığı ekonomi
üzerinden etkileme operasyonlarının başladığını gösteriyor. Bu
süreci etkisiz kılacak en önemli hamle, yatırım, teşvik gayretinin
sürmesi, özellikle ihracata özel önem verilmesi olacaktır.
Neden ihracat? Çünkü her ay çift haneli büyüme ile yakalanan bu
ivmenin sürmesi gerekiyor. Etrafımızdaki olumsuz gelişmelere,
korumacılık rüzgârlarına ve artan küresel karmaşaya rağmen 70
milyon ihracatçı canla başla çalışıyor.
Bir yandan farklı pazarlara girmek, diğer yandan katma değeri
artırmaya yönelik yatırımlar ve daha da önemlisi korumacılıkla baş
edebilmek için mevcut teşviklerin yanına yeni ve farklı
kolaylaştırıcı araçlar getirmeliyiz.
Bu ülkenin dövize ihtiyacı var. Bu ülkenin dış açığı yönetmeye
ihtiyacı var. Daha şimdiden birileri "kırılgan beşli" diye tezvirat
yapmaya başladı.
Kurun böylesine tırmandırıldığı ortamda ihracatçıya avantaj
sağlandığı düşünülebilir.
Fakat sorun, kurdaki iniş çıkışların ihracatçıya karar süreçlerinde
güçlük çıkarmasıdır. Kaldı ki ihracatta kurdan gelen fiyat
avantajı, bir yere kadar fayda sağlar. Her 100 $'lık ihracat için
65 $'lık ithalat yapma zorunluluğu yüzünden aşırı kur, "kuyruğunu
ısıran yılan" etkisi yapar, olumsuzluk üretir.
Ben, KDV alacakları dâhil, Kredi Garanti Fonu imkânları dâhil,
Merkez Bankası'nın enstrümanları dâhil eldeki imkânları odaklamada,
ihracattan daha önemli çok az şey olduğunu düşünüyorum.