Bu yılın ilk ihracat rakamı geldi ve güneydeki savaş, kuzeydeki
Rus ayısı, doğudaki İran takozu, batıdaki durgunluk yüzünden işler
yolunda gitmiyor. Çift haneli küçülmeye karşı yeni öykü
oluşturmadıkça işin düzeleceği de yok. Oysa 8 yıl sonrasında halen
yıllık 140.6 milyar $ olan ihracatı 500 milyar $'a çıkarma iddiamız
var.
Maharet iltifata tabidir. Mazeret iltifat gerektirmez. 60 bin
ihracatçının savaşı bahane edecek hali yok. Maharet, yeni öykü
oluşturmakta… Küresel krizde "eksen kaydırmayı" bulduk. inovasyonun
önemini anladık.
Büyümeyi üstlenmesi gereken ihracata dair sorgulamaya hâlâ
başlamamış olmamızı anlayamıyorum. İhracattaki düşüşü kendine dert
edinmesi gerekenlere sorularımdır:
Gümrük kapılarında neler oluyor? Gidip yerinde incelediniz mi?
Gürbulak Sınır Kapısı'nda 35 km TIR kuyruğu var; kapasitesinin
yüzde 30'u çalıştırılıyor. Çözmeyi düşünmez misiniz?
Habur kapısı yeniden açıldı ama personel eksikliğinden yüzde 10
kapasiteyle çalışıyor. Farkında mısınız?
Dünyanın en pahalı navlun ücretlerini Türk ihracatçı ödüyor; ne
yaptınız?
"Potansiyeli keşfet" diyoruz da sorumluluğumuz yerine gelmiş oldu
mu?
5 yıldızlı otellerde havadan sudan organizasyonlar için
ihracatçıdan devamlı ek kesinti yapıyorsunuz. Bari bu dönemde
yapmamayı düşündünüz mü?
Hayat Harbiye Kongre Vadisi'nde dönmüyor. Alkış sesinden uzaklaşıp
fabrika sesine kulak kabartmayı denediniz mi?
Dünya Çin'den, savaşlardan, terörden dolayı bu yıl ekonomik tsunami
kaygısında… Buna karşılık plan geliştirmek ister misiniz? Tek plan
İran mı?