Ataların sözüdür; "durduk yerde icat çıkarma." Biz bunu yalnızca
"icat çıkarma" diye kısaltmış, inovasyon eksiğimize "kültürel
mazeret" yapmışız. Oysa bu çetin coğrafyada başı her sıkıştığında,
"ihtiyaç duyduğunda" icat çıkara gelmiş, problemlere çözüm üreterek
var olabilmişiz.
Bana göre sorun, icada ihtiyaç duyma noktasındaki idrak
gecikmesidir. Nitekim yıllardır yazar dururum, bizde kaynak değil
idrak sorunu var diye...
2009'da Küresel Kriz Avrupa'yı vurunca ihracatçı, eksen kaydırmayı
icat etti ve dünyanın sadece Batı'dan ibaret olmadığını keşfetti.
Yetmedi, katma değer olmayınca ihracatın hamalı olduğunu fark etti,
inovasyon ihtiyacını keşfetti.
Yıllardır AR-GE'ye milyarlarca dolar para akıtan bizlerin,
arzulanan başarıya neden ulaşamadığımızı sorguluyorum. Yasa sorunu
vardı, çözdük, kaynak sorunu vardı, hallettik, teşvik sorunu vardı
ziyadesiyle verdik.
Peki, neden AR'aştırdığımız kadar GE'liştiremiyoruz? Kaçımız bu
açmazın farkında bilmiyorum ancak emin olduğum şudur ki idrak
gecikmesi var bizde.
Farklı olandan KORKU, bize benzemeyenden NEFRET, rakiple düello
yerine PUSU, akıl yerine KURNAZLIK, sabır yerine TELÂŞ, merak
yerine BİAT, bilgi yerine KANAAT ve özgün yerine TAKLİT...