Hükümet ile memurlar arasındaki toplu iş sözleşmelerinden çıkan
sonuç, kamu çalışanlarının ve emeklilerin enflasyona
ezdirilmemesi oldu. Gelecek yıl toplamda %11.3,
2007'de %7.2 yıllık zam yapıldı.
Rakamlar azdır çoktur, derdim bu değil. Anlatmak istediğim,
şu enflasyon külfetinden korunuyor olmanın nasıl bir şey
olduğudur? Telafi zamları bizi enflasyona karşı gerçekten
koruyor mu?
Kayıp yıllar dediğim 90'larda çift haneli enflasyon
yıllarında herkesin ve her kesimin derdi kendini
bu canavara karşı korumaya almaktı.
Bu refleks, ekonomideki sorunların ürettiği külfeti bir
başkasına devretmekten ibarettiaslında...
Katsayı artıyordu ve "enflasyonun şu kadar üzerinde zam"
fikri, iyi fikir gibi görünüyordu.
Toplu sözleşmede işçinin talebi de buydu. Koyun pazarlığı
gibi tek gündemle masaya oturan sendikanın da dilinde
"enflasyona ezdirmemek" tanımlaması vardı.
Peki ya çiftçi? Taban fiyat üzerinden pekâlâ
"enflasyon telafisi" sağlanabilirdi. Esnaf? Memur zammının
ertesinde etiketler üzerinden kendini korumaya alıyor
ve enflasyon külfetini bir diğerine yansıtıyordu.
Uzatmanın âlemi yok...
Hepimiz, gerek seçimde oy silahıyla gerek sendikal
güç veya diğer yaptırımlarlaenflasyon
belasından sıyrılmanın bir yolunu bulmuştuk.
Aslında yol filan bulunmadı. Ortadaki külfet "devredecek yer
kalmadığında" dönüp dolaşıyor, öncelik sabit gelirlinin sırtı olmak
üzere bütün toplumun müşterek felaketihalini alıyordu.