Dinimiz israf haramdır diyor. İsraftan kaçınmayı emrediyor.
Yalnızca dini kurumlar mı; neredeyse bütün STK'lar "israfın"
maliyetinden söz ediyor. Ancak bir sorun var: %99'u Müslüman bir
ülkede yaşıyoruz fakat Türkiye, dinen haram olsa da OECD ülkeleri
içinde en müsrifler arasında yer alıyor. Genel ezber, israfı
"ekmek" üzerinden örneklendirir. Her üç ekmekten biri çöpe gidiyor
diyoruz. Değer üretmeyen iş süreçleri yüzünden milli gelirin
%8'inin israf edildiğini duyuyoruz. Bu alanda kapsamlı bir çalışma
yok, olsa iyi olur. Ölçebiliyorsak, önleyebilme yolunda adım atma
şansımız olabilir.
Kentsel dönüşüm gündemde... Halen üçüncü sürüm konutlarda
oturuyoruz ve kötü yalıtım yüzünden enerji israfı, akıl almaz
boyutlara varabiliyor. Enerji verimliliği, bu kaynakları israf
etmemeyi tanımlıyor. Sonuçta dışa bağımlı fosil enerjiden söz
ediyoruz ve bu alandaki israfın doğrudan yansıması cari açık
üzerine yoğunlaşıyor.
Damlayan musluk dahi yılda 20 milyon lirayı israf ediyor. Zaman
israfı ise akla hayale gelmez maliyet sunuyor bizlere. İşin tuhafı,
israfı genelde kamu kurumları yapıyor ezberi var. Ben aynı kanaatte
değilim. İsraf söz konusu olduğunda özel sektörün, kamudan aşağı
kalır tarafı yok.