Değil günler, haftalar, yıllardır Yunanistan'ın iflas
gündemiyle meşgulüz. Komşumuz olduğu için zaten ilgiliyiz
ancak içinde bulunduğu durumdan çıkarılacak dersler yüzünden
"sosyoloji laboratuvarı" bize...
Yunanistan'ın derdi nedir? Troyka'ya sorsan, borcunu
ödememesi... Çipras'a sorsan onu köşeye sıkıştıran
Avrupa. Euro'ya sorsan, birliğini dirliğini bozacağı
kaygısı... Bize sorsan, komşusunda yangın varken hiç
kimse kendini güvende hissetmemeli.
Bana göre Yunanistan'ın tek sorunu var: Üretmemek...
Zeytinyağı ve turizm ile kendi halinde geçindiği zamanlar çok
geride kaldı. AB üyesi olmanın ve MEDA fonlarının
dayanılmaz cazibesiyle konfor denizinin çok uzağına
açılmış durumda... El sallamıyor, resmen boğuluyor.
Peki, boğulur mu? Sanmıyorum... Uygarlığının varlık sebebi
olarak Yunanistan'ı gören Avrupa, onu bir şekilde kurtarıp duracak.
Yunan halkı da "IMF'ye kafa tutacağım" diye bugün Çipras'ı yarın
bir başkasını başa getirecek.
Zira zihin yapısı, üretmekten yana değil... Borcuna inanmıyor
ve bunu bir tür AB ailesi kardeşler arasında iç borç
sorunu görüyor. Hal böyle olunca ortaya çıkan
tablo dipsiz kuyudur. Her ne atarsan at, asla
dolduramayacağın dipsiz bir kuyu...
Tıpkı eski Yunan kralları gibi şimdikiler de AB, Yunanistan'a ne
verirse versin, bunu bir tür "borç geri ödemesi" gibi görüyor ve
"daha... daha..." diye haykırıyor.