Türkiye, içinde bulunduğu çetin
coğrafya ve küresel hengâme içinde iki zoru aynı
anda başarma gayretinde... Bunlardan birincisi, 2023
hedefleriyle şekillenen "üst gelir grubu ülkeler arasına girmek"
ve ikincisi de nicelikten sıyrılıp niteliği
yüceltmek...
Hedef, eğer ona varmak için stratejiniz yoksa gayretiniz boşa
çıkabilir... Orta gelir tuzağının tanımı da budur zaten. Bu yüzden
daha nitelikli üretim, daha güçlü finansman,
daha verimli sanayi diyoruz. Yeni yolda eski
kundurayla yürüyemezsiniz... Yolunuz 2023'e çıkacaksa, kunduranızı
da yenilemeli, iş yapma
kültürünüzü geliştirmelisiniz.
İnovasyon, son 10 yılın en fazla kullanılan kelimelerinden biri...
Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM'in sayesinde hem farkındalık
arttı hem de inovasyonun gerekliliği anlaşılabildi. Bıkmadan
usanmadan Ar-Ge'ye kaynak aktarışımız da bundandır.
Nitekim yüksek teknoloji merkezleri, teknokentler, Ar-Ge
birimleri kurmamız ve yılda 7 milyar $'a yakın kaynağı
buralara harcamamız, daha iyi bir yarına inancımızı ve uygarlık
talebimizi gösteriyor. Teknokent öncüsü ODTÜ oldu. Sonra
yaygınlaştı ve ileri teknolojinin, araştırma ve
geliştirmenin toplum tarafından
benimsenmesi sağlandı.
Ancak son yıllarda bu kavramın geliştirilmesi gerektiğini de fark
ettik. Sadece icat çıkarmak yetmiyor, bunu hayata geçirecek
eko sistemi de var etmek gerekiyordu. Bir zincirin gücü, en zayıf
halkası kadardır ve bizdeki Ar-Ge değer zincirinde
bu, pazarlama,finansman, müşteri oldu.