Çoğu kez en akıllı proje dahi, "zaman boyutu" yönetilmezse, işe
yaramıyor. Kaynakların tek geri döndürülemeyeni, yeniden
üretilemeyeni olan zaman, israfı affetmeyendir. Ekonomiden israfı
çıkardığınızda geriye verimlilik ve akıllı ekonomi kalır.
Özellikle vasıfsız işçilerle yapılan birçok işi teknoloji giderek
daha fazla ele geçireceği için insanlara yeni yetenekler
kazandırmanın yolları aranmalı. Nitekim ülkemizde müfredata giren
birtakım yeni uygulamalar, akıllı ekonomilerde rekabetçiliğimizi
artırmayı amaçlıyor.
Biz insanlar olarak acaba verim ekonomisi üzerinde mi duracağız
yoksa israf ekonomisi üzerinde mi duracağız? Ne yazık ki israf
ekonomisi almış başını gidiyor ama verim ekonomisine geçtiğimizde
devreye yatırımlar girecek.
Yatırımların olduğu yerde devreye istihdam girecek. İstihdamın
olduğu yerde üretim başlayacak. Bütün bunların olduğu yerde o
toplumda rekabet başlayacak. O toplumda rekabet gücünün artmasıyla
ondan sonra da büyüme gelecek.
Baharın müjdecisi bütün cemreler, sırasıyla havaya, suya ve toprağa
düştü. Ekonomide de bunu hisseder olduk. Ağır kış şartları yerini
yükselen borsaya, canlanan piyasaya terk ediyor. Tam da bu sürede
istihdam seferberliğinde, yatırım hamlelerinde geç kalmak, bana en
büyük israf (zaman israfı) gibi geliyor.
Büyümeyi %3-4 düzeyine mahkûm etmemek için, ekonomide kazanılan
ivmenin sürmesi şart. Çoğu ülkeye yeten bu büyüme oranı, ne yazık
ki bize yetmiyor. Genç nüfus, 3 milyon mülteci ve 2023 hedefleri,
büyümede %5-6'ları taban yapıyor.