Trump Yönetiminin Mike Pompeo’yu Dışişleri Bakanlığına, John
Bolton’u da Milli Güvenlik Danışmanlığına ataması, bütün dünyada
ABD’nin saldırganlığını tırmandırma çabasının bir parçası olarak
yorumlandı. Amerika, salt yıkım gücüne dayanarak dünyaya egemen
olma senaryosunu daha önce de, üstelik gücünün zirvesindeyken
sahneye koymaya çalışmıştı. Pompeo ve Bolton da, 1997 yılında “Yeni
Amerikan Yüzyılı Projesi” etrafında toplaşan ve Bush Yönetimine yön
veren Savaş Kliği’nin çizgisini temsil etmektedir.
ÇÖKÜCÜ BELİRLEYEN YAPIMGÜCÜNÜN TÜKENMESİDİR
ABD’nin İkiz Kuleler olayıyla birlikte başlattığı dizginsiz
saldırganlığın uğradığı başarısızlık, Amerika’nın “yıkım gücü”ndeki
eksiklikten değil, “yapım gücü”nden yoksun olmasından
kaynaklanmıştır. Çünkü hegemonya, yalnızca “yıkım gücü”ne dayanarak
kurulamaz. Yıkım, yıkılan yerde geçici bir süre için ve zoraki de
olsa, “toplumsal kabul” gören bir “yapım”la birleştirilemediği
sürece, yıkan güç açısından “kalıcı bir kazanım”ı beraberinde
getirmez. Günümüzde ABD emperyalizminin temel sorunu, “yapım
gücü”nü tüketmiş olmasıdır. Aslında bir toplumsal sistemin
çöküşünün esas ölçütü de, “yıkım gücü”nün değil, “yapım gücü”nün
tükenmesidir.
AMERİKA'NIN YALNIZLAŞMASI
ABD, işgal ettiği ülkelerde “Amerikan barışı”nın kabullenilmesini
olanaklı kılacak asgari bir toplumsal taban yaratmada bile başarılı
olamamıştır. ABD...