Anayasanın 10. maddesinde “Hiçbir kişiye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare
makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun
olarak hareket etmek zorundadırlar” yazılıdır. Ancak,
anayasada olana bugün uyulmadığı da ortadadır. Sağlık
hizmetlerinden herkesin eşit olarak yararlanmasını sağlamak milli
idarenin temsilcisi TBMM’nin temel görevidir. Ancak, ilk
ayrıcalıklı olanlar da milletvekilleridir.
Kişilerin sağlıklarının korunması, sağlık riskleri ile
karşılaşmaları halinde de oluşan harcamaların finansmanı için 2012
yılında Genel Sağlık Sigortası (GSS) oluşturuldu. Sigortalılara
sağlık yardımlarının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aracılığıyla tek
elden yapılması, toplumun tüm bireylerinin GSS’lı olması kabul
edildi. Geçen yıl sonu itibariyle 78 milyon vatandaşımız (yüzde
97,7) GSS’li oldu, bunların tedavi giderleri için 74 milyar lira
harcandı. Halen kapsam dışında bulunan banka yardımlaşma sandıkları
personeli, tutuklu ve hükümlülerin de sisteme dahil edilmelerine
yönelik çalışmalar sürüyor.
BAKIN, NE HALE GETİRİLDİ
Mevzuatta yer alan GSS’ye aykırılık oluşturan tüm hükümler
yürürlükten kaldırıldığı halde, milletvekilleri ile bakmakla
yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderlerinin TBMM bütçesinden
yapılacağına ilişkin yasa kuralı özenle korundu. Özel yasada sağlık
hizmetlerinden yararlanma usul ve esaslarına ilişkin hüküm
bulunmuyor. Bu yüzden belirtilen hususlar, herhangi bir sınırlama
olmaksızın, TBMM Başkanlık Divanı’nca çıkarılan yönetmelikler
düzenleniyor.
Yönetmelik ile hak sahibi olanlara, SGK aracılığıyla genel sağlık
sigortalıların hayal bile edemeyeceği, özel sağlık sigortası
poliçelerinde dahi öngörülmeyen hükümler içeren tedavi yardımları
sağlanıyor. Vatandaş kendi durumuyla, vekillerin, yüksek yargı
üyelerinin durumunu sadece şu örneklerle karşılaştırsın: