İş dünyasında "çok konuşup az iş yapma" meselesi artık bir salgın hâline geldi. “Ortak akıl” diye diye, en ufak bir konu için saatlerce toplantı yapılıyor, yüzlerce sayfalık raporlar hazırlanıyor.
Terimler havada uçuşuyor; kısaltmalarla dolu, anlaşılmaz bir dil herkesin aklını karıştırıyor. Yeterince jargon kullanırsak, somut bir ilerleme olmasa bile "işimizi iyi yaptık" sanıyoruz.
Ne hikmetse kariyerin belirli bir noktasından sonra birden “-yor olacağım” kalıbı aktifleşiyor. Konuşurken düz gelecek zaman kullananlar dışlanıyor. Yönetimde "üç harfliler"in arasına girebilmek için “Simple Business Tense” kullanımı bir ön şart olarak görülüyor.
Bu arada sanki işleri uzatmak ve içinden çıkılmaz bir hâle getirmek için el birliğiyle çalışıyoruz. "Step by step ilerleyeceğiz" derken de bir milim öteye gidemiyoruz.
Konuyu toparlayıp bitirmek yerine mail üzerinden ilerliyoruz. "Ben yazdım, kayıtlarda var" diyebilmek...