Suriyeli 3 gencin yakılarak öldürülmesine tepki gösterince şöyle
bir cevaba maruz kalıyorsunuz:
"Madem çok dert edecektin, alıp evinde besleseydin..."
Evet, korkunç!
Hangi ara insanlıktan bu kadar çıktılar, bilmiyorum. Değil bir
insan, bir böceğin bile yakılarak öldürülmesine normal her insan
tepki gösterir.
Müzmin AK Parti düşmanlığı ile "yabancı
düşmanlığı" birleşince ortaya böylesi müstekreh patoloji mi
çıkıyor? Çözemedim!
12 Eylül darbecisi Kenan Evren, "Asmayalım da
besleyelim mi?" demişti. Bu patolojik kafa
da "Suriyelileri yakmayalım da besleyelim mi?" demeye
getiriyor.
Lakin, Kenan Evren, yaşı asılmaya müsait olmayanların mahkeme
kararıyla yaşını büyültüp öyle asmıştı.
Mahut patolojiye göre yaş şartı da gerekli değil, yakılması için
Suriyeli olması yeterli.
Yazık ki bu kafa münferit değil.
Bunları besleyen, cesaretlendirenler de eski İYİ Partili Ümit
Özdağ veya CHP'li Tanju Özcan'la kaim değil.
İşin garibi...
Suriyeli "göçmen" sorununa neden olan Davutoğlu'nun "Suriye
politikasına" ilk günden itibaren karşı çıkmış, bunun bedelini de
iftira, tehdit ve hatta ölüm bildirileriyle ödemiş bu satırların
yazarı söz konusu patolojiye maruz kalırken, Suriye politikasının
müsebbibi Davutoğlu ile Tanju Özcan'ların partisi
(CHP) refik oldu.
Ne desem...
"Kavanoz dipli dünya!" mı desem, bilmem ki.