Merhum üstadımız Sezai Karakoç ilk günden
uyarmış, "Suriye tuzaktır!" demişti.
Ne zaman mı?
Zaman gazetesinin sinsi bir
şekilde Suriye düşmanlığına taş döşediği 2012'lerde.
Üstadın mezkûr konuşmasını sıklıkla hatırlatmıştım.
Önemliydi...
Üstadımız günlük gündelik değil, yüzyıllık projeksiyonla bakıyordu.
Mesela, tee 1960'lı yıllarda, Irak'ın Batılılar tarafından
işgal edileceğini, Bağdat'ı da yağmalayacaklarını
yazmıştı.
Otuz yıl sonra söylediği gibi oldu.
Bağdat'ı nasıl talan ettiklerini, tarihi eserleri nasıl çalıp
götürdüklerini gördük. Ve, on binlerce Iraklı çocuğu ilaç
ambargosuyla nasıl öldürdüklerini gördük.
Sezai
Karakoç, İran, Türkiye ve Suriye çatışmasının
"tuzak" olduğunu belirttiği söz konusu konuşmasında şöyle
diyordu:
"Batı, İslam dünyasına yönelik nihai işgali yapmak ve son darbeyi
vurmak peşindedir... Öyle bir işgal ki, bir daha İslam'ın dirilişi
vaki olmasın, İslam haritadan silinsin..."
Irak işgalini otuz yıl öncesinden öngören üstadımızın
uyarısına kulak verilmeli değil miydi?
En azından, "Ne demek istiyor?" diye üzerinde
adamakıllı düşünmek gerekmez miydi?
Tam aksine, düşünmeyi salık verenler gündüz gözüyle linç edildi,
kimseciklerin de gıkı çıkmadı.
Suriye'yi sokak sokak bilmekle övünen "stratejik derinlikli
allamenin" karanlık "yandaşları" tarafından envaiçeşit
iftiraya ve tehdide maruz bırakıldım da ordan biliyorum.
Değerli şair ve mütefekkir İsmet Özel de 2013'teki bir
konuşmasında şöyle demişti: "İnsanlar 'Beşar Esad, halkını
öldürüyormuş da...' falan filan gibi manyakça ifadeleri ciddi
ifadeler kabul ettiler... Bunun Ankara'yı, Şam'ı hiç
ilgilendirmeyen; tamamen Amerikan hegemonyasının bir planı olduğunu
hiç kimse düşünmeden..."
Dikkat isterim:
Beşar Esad'ın iler tutar yanı olmayan eli kanlı bir katil
olmaklığı, Suriye'nin "tuzak olduğunu" veya İsmet Bey'in
ifadesiyle "Amerikan hegemonyasının bir planı" olduğu
gerçeğini değiştirmez.
Şayet Amerikan hegemonyasının bir planı olmasaydı, Dick
Cheney'in ulusal güvenlik danışmanı John Hannah, Foreign
Policy dergisinde şunu yazmazdı: "Erdoğan'ın, Türk ordusunu,
Suriye'de 'süregelen karışıklığı' neticelendirmek için kullanmak
istememesine Obama çok bozuldu..."
Bozulmakla da kalmadılar, bedelini ödetmek için MİT TIR'ları
kumpasıyla, Erdoğan'ı Lahey'de "savaş suçlusu" olarak
yargılamanın zeminini oluşturmaya çalıştılar.