Madem Aydın Doğan'ın “Karargâh Rahatsız” manşeti iktidara
yarıyor diyorsun, sen karşı çık o zaman, sana yarasın.
CHP olarak sen yeri göğü inlet, hadi ne duruyorsun!
Orta sahada top çevirip de zevahiri kurtarmaya çalışma. Samimiysen
koy tavrını da görelim. Görelim, kapalı kapılar ardında ellerini
ovuşturmadığını. Görelim, “istemem yan cebime koy” dercesine
erketede beklemediğini…
Tamam icra makamı değilsin, ama, hiç değilse savcıları sen göreve
davet etseydin ya!
“Karargâh Rahatsız” manşeti karşısında bir an için mayıştın kaldın,
diyelim. Hadi bunu da “darbesevici” mazinin içgüdüsel refleksine
bağlayıp görmezlikten gelelim.
Ama artık kendine gel. Tavrını koy, sesini yükselt. En azından,
“takipçisi olacağız, bu işin peşini bırakmayacağız” de!
Bak, Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığının resmi
internet sitesinden dün yapılan açıklamada, “Karargâh Rahatsız,
Karargâhta Rahatsızlık, Türk Silahlı Kuvvetlerinde Rahatsızlık vb.
gibi ifadeler söz konusu dahi edilmemiştir” deniliyor.
İşte sana fırsat; “Karargâh Rahatsız manşetini nerenizden
uydurdunuz?” diye haykır.
Hatta de ki, ey Aydın Doğan nedir senin derdin; neden fitne fesat
çıkarmaya çalışıyorsun?
Gördün mü, Sayın Bahçeli bir devlet adamına yakışır şekilde nasıl
“Asker bizim, devlet bizim, hükümet bizim!..” dedi.
Sen de söyle. Şayet Aydın Doğan'ın mahut fitnesinden medet
ummuyorsan elbette.
“Hükümet bizim, diyemem” deme sakın. Hükümeti kıyasıya eleştir,
yerden yere vur ama “Karargâh Rahatsız” fitnesine karşı hükümetin
yanında yerini al.
Demokrat olmanın gereği budur.
Bir de, dış ülkelerden hükümete saldırıldığında sevinme. Niye mi?
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olduğu için. Ve unutma, sen de Türkiye
Cumhuriyetinin ana muhalefet partisisin.
FETÖ, 15 Temmuz darbesinin ardından “tiyatro” dedi, sen de bunu
anında terennüm ettin. Şimdi de “Karargâh Rahatsız” manşetine
“mizansen” diyorsun.