Hz. Hüseyin'in oğluna atfedilen şu duaya hepinizi canı gönülden
"âmin" demeye davet ediyorum:
"Allah'ım, bize öyle bir duruş ver ki, hiçbir düşmanımız kendisine
haksızlık yapacağımız gibi bir kaygıya kapılmasın; ve yine bize
öyle bir duruş ver ki, hiçbir dostumuz kendisine iltimas
geçeceğimiz gibi bir ümide kapılmasın..."
Bir konuşmasına böyle başlamıştı Mehmet Yavuz.
Öfkesinde de merhametinde de hep mizanı / ölçüyü gözetmeye çalışan
klas duruş sahibi sahici bir Müslümandı.
Mezkûr "duaya" mündemiç yaşadı ve dün aramızdan ayrıldı. Henüz 46
yaşındaydı.
Takdir edersiniz ki, fırıldakların / sinsilerin kol gezdiği bir
ülkede klas duruş sahibi olmak her yiğidin harcı değildir.
Mehmet Yavuz Allah'tan başka "yâr" tanımadan, ite çakala karşı bir
ömür "yâr" kapısında hesapsız ve tavizsiz durabilen dağ gibi bir
adamdı.
İnanıyormuş gibi yapan sosyolojik Müslümanların veya "ne olur ne
olmaz her ihtimale karşı öte dünyaya da yatırım yapalım" diyen
mürailerin / idare-i maslahatçıların kolayından anlayamayacağı bir
duruştu onunki.
Kararlı, inançlı, inatçı...
Duruşunu bozmamak için mahpus damlarındaki işkencelere,
vefasızlara, ikiyüzlülere, namertlere bir ömür sabretti.
Sabrederken surat asmak hakkıydı ama o hep güler yüzlü olmayı
tercih etti.
Nezaketli, vakarlı, mütevazı ve dirayetliydi.
Tek başına Doğruhaber'deki yazıları bile dirayetli olmasının
göstergesiydi.
Aşkla bağlı olduğu davası uğrunda her çileye "eyvallah" diyebilen,
sözünün eri adam gibi bir adamdı.
Mehmet Yavuz hep bir sabır içre yaşadı. Biliyor ve iman ediyordu ki
sabrı ve hakkı tavsiye edenlerin dışında sadece ziyan vardır.
En son olarak yakalandığı o amansız hastalığa sabretti.
Sabretmekle de kalmayıp nasihat / tebliğ ederek aramızdan
ayrıldı.
Vefatından kısa süre önce şöyle demişti: "Allah verir de alır da.
Verirken de Allah'a şükretmek lazım alırken de sabretmek lazım. O
bizim Rabbimizdir. O ne imtihan vermişse içinde bizim için bir
rahmet gizlemiştir. Sabredelim. Allah sabrımızı arttırsın.
Sabırsızlık gösterenlerden etmesin. İbadetlerimize devam, ihlasa
devam, karşılıksız bir şekilde iyilik yapmaya devam, insanların
nankörlüklerine karşı sabretmeye devam..."
Mehmet Yavuz son olarak Türkçe, Kürtçe ve Zazaca "Allah'a emanet
olun" diyerek dar-ül bekaya hicret etti.
Adıyaman'ın Kahta ilçesinde defnedildi.
Onca desiseye rağmen bu ülke doğusuyla batısıyla yan yana duruyorsa
bu gizli kahramanları sayesindedir.
Sonsuz rahmet dilerim.