Salih Tuna Yeni Şafak Gazetesi

‘Erdoğan benim kafamı çaldı Sayın Bahçeli’

Efsane devam ediyor. Daha geçen hafta başladık. O bakımdan çok bir şey kaçırmış sayılmazsınız. Yine de kısa bir özet geçeyim… Adamımız Kemal Bey evden çıkmadan evvel son bir kez boy...

21 Ocak 2017 | 1.610 okunma

Efsane devam ediyor. Daha geçen hafta başladık. O bakımdan çok bir şey kaçırmış sayılmazsınız.
Yine de kısa bir özet geçeyim…
Adamımız Kemal Bey evden çıkmadan evvel son bir kez boy aynasında kendini kontrol etmek maksadıyla baktığında kafasını görememiş, “Eyvah kafam! Kafamı kaybettim!” diye sessiz bir çığlık atmıştı. Çünkü saygıdeğer eşi aynanın duvardaki yerini değiştirmiş, biraz aşağıya almıştı. Ne ki Kemal Bey olan bitenden habersizdi. Eşi hanımefendiye, “Kafamı kaybettim” diye ünleyince, “Ben de onu diyorum ya, Kemal; bugün kafan nerde senin?” karşılığındaki mecazı bile anlayamamıştı. Boğulacak gibi olmuş, can havliyle kendini dışarı atmıştı. Korumalarına yalnız başına yürüyeceğini söyleyerek yola koyulmuş, neden sonra da akıl yürütmeye başlamıştı: “Madem kafam kayboldu, onu arayan kim? Kafamı kaybetmiş olamam, olsam zaten arayamam. Hem buldum diyelim, bulduğum kafanın benim olduğunu hangi kafayla bileceğim…”
Evet, şimdi maceraya kaldığımız yerden devam edelim.
Biçare Kemal Bey akıl yürüterek kafasının olduğuna hükmetti. Buna da o kadar sevindi ki neredeyse oracıkta bağıracaktı: “Seni yeneceğim Ankaraaaaaaaaaaa!”
Kendini zorlukla tuttu, bağırmadı.
Bir an için zihni bulanıklaştı. Emin olmalıydı. Titreyen parmaklarıyla gözünü, burnunu, kulaklarını, saçlarını kontrol etti.
Kafası yerinde duruyordu. Derin bir nefes aldı. Kısacık bir andı, ama kuyruk sokumuna kadar terlediğini hissetti.
Son olarak bıyıklarını iki ucundan çekerek kontrol ederken de yoldan geçen birkaç kişinin yadsıyan bakışlarına maruz kaldı. Kimse umrunda değildi. Kafası yerinde duruyordu ya, önemli olan buydu.
Çok geçmeden zihni yine bulanıklaştı.
Eşim neden bana, kafan nerde, dedi; makam şoförüm ve korumalarım kafam yokmuş gibi dehşet içinde neden baktılar; hele hele o münasebetsiz taksi şoförü neden “Önüne baksana kafasız herif, nerdeyse ezilecektin” şeklinde bağırdı; hepsinden önemlisi, dikkatlice baktığım boy aynasında neden kafamı göremedim, diye sorguladı.
Öyle ya, aynalar yalan söylemezdi.
Korkunç bir ürperti bütün bir vücudunu sardı ama çok geçmeden, “ellerimle kontrol ettim, kafam yerinde duruyor işte” diyerek kendini rahatlattı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gerçek başkan kim? 27 Nisan 2024 | 285 Okunma Özgür Özel’in ‘gizli santrfor’ olarak portresi 25 Nisan 2024 | 3.230 Okunma Cübbeli Ahmet (k.s) onu kime seçti? 24 Nisan 2024 | 6.141 Okunma ABD kime bağlı? 23 Nisan 2024 | 1.961 Okunma Magazin İran’ından mezhep İran’ına 20 Nisan 2024 | 335 Okunma