Efsane devam ediyor. Daha geçen hafta başladık. O bakımdan çok
bir şey kaçırmış sayılmazsınız.
Yine de kısa bir özet geçeyim…
Adamımız Kemal Bey evden çıkmadan evvel son bir kez boy aynasında
kendini kontrol etmek maksadıyla baktığında kafasını görememiş,
“Eyvah kafam! Kafamı kaybettim!” diye sessiz bir çığlık atmıştı.
Çünkü saygıdeğer eşi aynanın duvardaki yerini değiştirmiş, biraz
aşağıya almıştı. Ne ki Kemal Bey olan bitenden habersizdi. Eşi
hanımefendiye, “Kafamı kaybettim” diye ünleyince, “Ben de onu
diyorum ya, Kemal; bugün kafan nerde senin?” karşılığındaki mecazı
bile anlayamamıştı. Boğulacak gibi olmuş, can havliyle kendini
dışarı atmıştı. Korumalarına yalnız başına yürüyeceğini söyleyerek
yola koyulmuş, neden sonra da akıl yürütmeye başlamıştı: “Madem
kafam kayboldu, onu arayan kim? Kafamı kaybetmiş olamam, olsam
zaten arayamam. Hem buldum diyelim, bulduğum kafanın benim olduğunu
hangi kafayla bileceğim…”
Evet, şimdi maceraya kaldığımız yerden devam edelim.
Biçare Kemal Bey akıl yürüterek kafasının olduğuna hükmetti. Buna
da o kadar sevindi ki neredeyse oracıkta bağıracaktı: “Seni
yeneceğim Ankaraaaaaaaaaaa!”
Kendini zorlukla tuttu, bağırmadı.
Bir an için zihni bulanıklaştı. Emin olmalıydı. Titreyen
parmaklarıyla gözünü, burnunu, kulaklarını, saçlarını kontrol
etti.
Kafası yerinde duruyordu. Derin bir nefes aldı. Kısacık bir andı,
ama kuyruk sokumuna kadar terlediğini hissetti.
Son olarak bıyıklarını iki ucundan çekerek kontrol ederken de
yoldan geçen birkaç kişinin yadsıyan bakışlarına maruz kaldı. Kimse
umrunda değildi. Kafası yerinde duruyordu ya, önemli olan
buydu.
Çok geçmeden zihni yine bulanıklaştı.
Eşim neden bana, kafan nerde, dedi; makam şoförüm ve korumalarım
kafam yokmuş gibi dehşet içinde neden baktılar; hele hele o
münasebetsiz taksi şoförü neden “Önüne baksana kafasız herif,
nerdeyse ezilecektin” şeklinde bağırdı; hepsinden önemlisi,
dikkatlice baktığım boy aynasında neden kafamı göremedim, diye
sorguladı.
Öyle ya, aynalar yalan söylemezdi.
Korkunç bir ürperti bütün bir vücudunu sardı ama çok geçmeden,
“ellerimle kontrol ettim, kafam yerinde duruyor işte” diyerek
kendini rahatlattı.