"Sayın Genel Başkanım, arkadaşlar genel merkezi telefon
yağmuruna tuttu. Meral Hanım'la görüşmenizin sonucunu çok merak
ediyorlar."
"Aday olmaktan vazgeçmiyor!.."
"Vazgeçmiyor mu?!"
"Maalesef... Ne dediysem olmadı."
"Ne diyor peki?"
"Net tavrımdır, adayım; geri adım atmayacağım, diyor."
"Verdiğimiz 15 milletvekilinin hepsini geri alırız
deseydiniz..."
"Onu ima ettim ama anlamazlıktan geldi."
"Nasıl anlamazlıktan gelir. Hem adaylıktan çekilmiyor hem de
üzerine mi yatıyor yani?! "
"Öyle görünüyor!.."
"Sayın Genel Başkanım, keşke ima etmeseydiniz, direkt
söyleseydiniz."
"Arkadaşlarımız çok mağdur oldu, dedim. Daha ne diyiim..."
"Ne yanıt verdi?" "Gül'ü seven Akşener'ine katlanır şeklinde bir
espri yaptı, sonra da tuhaf tuhaf güldü."
"Siz gülmeseydiniz."
"Ne güleceğim ya. Zaten canım sıkkın.
Parti disiplini diye bir şey kalmadı bizde. Nedir o Muharrem İnce
öyle ya. Gül'e vereceğine Erdoğan'a verecekmiş..."
"Grup Başkan vekilimiz Özgür Bey de CHP'nin gündeminde Abdullah Gül
diye bir isim olmadı, olmayacak, dedi."
"Anlaşıldı, Gül'ü kabul ettiremeyeceğiz.
Boşuna zaman kaybetmeyelim."
"Sayın Genel Başkanım, arayıp durumu arz edelim. Başka çatı adayı
söylesinler..."
AYNI ANDA İYİ PARTİ'DE
"Açık açık söylemiyor ama bize verdikleri 15 vekilin resmen
bedelini istedi."
"Açık açık istedi mi?!"
"Arkadaşlar çok mağdur oldu, dedi."
"Gönderelim geri deseydiniz, efendim...
Zaten ihtiyaç kalmadı, YSK resmen açıkladı işte, seçime
giriyoruz..."
"Niye geri vereyim canım, dursunlar öyle. Teşbih olmasın, fazla mal
göz çıkarmaz..."
"Doğru. Hem mağdur falan da değiller efendim. Hâlâ CHP sıralarında
oturuyorlar, resmi internet sitelerinden de adlarını
çıkartmamışlar.
"Bedenleri bizde ruhları orda desenize!"
"Efendim bunların ruhları da bi değişik.
'Akşener'e imza verir misiniz' şeklindeki bir soruya, 'Biz
Cumhuriyet Halk Partiliyiz, bunu herkes biliyor. Partimiz ne görev
verirse yapacağız...' şeklinde cevap vermişler. Katıldıkları
partinin liderine imza vermek için geldikleri partiye soracaklar.
Nasıl değişik insanlar ya!
"Hiç uzatmaya gerek yok. Telefonla arayıp durumu arz edelim. Ben
Gül'den daha fazla oy alırım. Çatı adayı ben olayım..."
PENSİLVANYA'DA
Biraz önce her iki yerden de aradılar hocam.
"Ne diyorlar?..."
"Bir taraf Gül'ü kabul ettiremiyoruz diyor, diğer taraf 'gül'ünüz
biz olalım, diyor. Ne cevap verelim hocam?"
"Bir olsunlar. Birlikte 'Gül' olsunlar yani. Mütalaa edilecek yeni
bir şey yok. Diyeceğimi demiştim: Ey kupkuru çölleri cennetlere
çeviren Gül. Gel, o bayıltan renginle gönlüme dökül.
Vaktidir, ağlayan gözlerimin içine Gül.
Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren Gül. Gönüller, şimdi de o
sultanın sultanlığının bir kere daha gelip o gönüllere taht
kurmasını istiyor..." (Salih Tuna'nın notu: Vurgu bana aittir ama
Gül'ler kurgu değildir; isteyen internette bulup Fetullah'ın bizzat
kendisinden dinleyebilir.)