ret zamirine hiç başvurmadan adını direkt başlığa çekmek
isterdim. Ama buna üzülecek mi sevinecek mi doğrusu bilemedim.
Zira bir yazısında böyle diyordu.
Adının dercedilmesine üzülsün mü sevinsin mi bilemiyormuş.
Hatta bir yakını ona, “Sadece çok okunan değil, yazısının başlığına
ismini çekenleri de çok okutan bir yazarsın” dediğinde bu
şaşkınlığı yaşamış.
Lakin şaşkınlığı “pat” diye nihayete ermiş.
Çünkü, düşünmüş bakmış, hakikaten öyleymiş.
Okunma derdi olanlar, onunla ilgili iki satır yazıp yazısının
başlığına ismini çıkarttığında, bakıyormuş, o gün çok okunanlar
arasına giriyormuş.
Halbuki…
Başkalarını bilmem ama benim “bu yazarın” adını vaktiyle başlığa
çekmekteki maksadım, tıklanmasına mütevazı bir katkı sunmaktı.
Tıklanmaktan çok hazzettiğini biliyordum çünkü.
Dahası, tıklanmak işine geliyordu. Bunu da bir yazısında reklam
geliri üzerinden açık seçik dile getirmişti.
Fakat…
Madem öyle düşünüyor, yani madem adını zikretmekle menfaat temin
ettiğimizi vehmediyor, bundan kelli adını hiç anmayacağım,
dedim.
Sırf bunun için bir defasında cevap bile vermedim.