Salih Tuna Yeni Şafak Gazetesi

Bu büyük hesaplaşmada sen nerdesin birader?

Memleketin tüm “güzide” gazetecileri tarihe tanıklık etmek için hazır vaziyete geçmişlerdi. Müthiş operasyon başlamak üzereydi. Polisler gece yarısı bir evi basacaklardı. Ne ki, baskın yapılan yer...

15 Şubat 2017 | 2.757 okunma

Memleketin tüm “güzide” gazetecileri tarihe tanıklık etmek için hazır vaziyete geçmişlerdi.
Müthiş operasyon başlamak üzereydi.
Polisler gece yarısı bir evi basacaklardı. Ne ki, baskın yapılan yer terörist evi değildi. Silah kaçakçılığı toplantısı veya eroin ticareti falan da yapılmıyordu.
Ya?
Orta yaşlı bir adamla genç bir kadının “zinası” söz konusuydu. Hayır, pop star da değillerdi. (Ayrıca, orta yaşlı adam, “imam nikahlı eşim” diye feveran edecekti ama kimsecikler o heyulada duymayacaktı.)
Gazetecilerin onca alakasının sırrı…
Mezkur “zina” üzerinden oluşturulan atmosferde “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları atılınca anlaşılacaktı.
Sizin anlayacağınız, magazinci milletinin “yasak aşk” tesmiye ettiği söz konusu “ilişki” “laikliği” tehlikeye sokmuş, laik eşhas da “laikliği” kurtarmak adına Sincan'da tankları yürütenlere alkış tutmuştu.
Gülmeyin, durum aynen böyleydi.
Maksat (daha evvel bu köşecikte söylediğim gibi) post modern tesmiye edilen darbelerine zemin hazırlamak için sarıklı, sakallı Müslüm Gündüz'ü “zâni”, başörtülü / türbanlı Fadime Şahin'i de “zâniye” ilan ederek iki simge isme dönüştürmekti.
O kadar ki, “tarikatçı” deyince akla Müslüm Gündüz, “başörtülü/ türbanlı” deyince de Fadime Şahin gelsin istemişlerdi.
Çok tuhaftı…
CHP Milletvekili Tuncay Özkan bu işin arkasında “FETÖkulli” olduğunu yıllar sonra şöyle faş etmişti: “Çağırdım muhabir arkadaşı; dedim ki, adamın yatak odasında sizin ne işiniz var? Gazeteci dediğiniz adam elinde kamerayla Müslüm Gündüz'ü kapısının önünde beklemez. Böyle bir görevimiz yok bizim. Dedi ki, İstihbarat Şube Müdürü bizzat aradı; burada çok önemli bir operasyon yapacağız hadi o operasyon için gelin, dedi. Biz de gittik…”
Mahut operasyon için gazetecileri çağıran İstihbarat Şube Müdürünün yıllar sonra Fetullahçı olduğu ortaya çıktı.
Hrant Dink cinayeti davasından cezaevinde tutuklu yargılanan Ramazan Akyürek ve İstanbul İstihbarat Şubesinin eski müdürü Ali Fuat Yılmazer de bu kurgunun arkasındaydı.
Yani…

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu kararları kim imzalatıyor? 04 Mayıs 2024 | 340 Okunma O partilerin hakkını ödeyemezler 02 Mayıs 2024 | 605 Okunma Yılmaz Erdoğan çöp mü? 01 Mayıs 2024 | 1.317 Okunma İBB Başkanı kime ‘ihanet’ etti? 30 Nisan 2024 | 4.632 Okunma Gerçek başkan kim? 27 Nisan 2024 | 291 Okunma