Salih Tuna Yeni Şafak Gazetesi

Biri ABD yok diyor, diğeri Gülen var demiyor

Köln'de düzenlenen “darbeye karşı demokrasi” mitingine Erdoğan'ın telekonferansla katılmasını Almanya neden yasakladı? Cevabını herkesin bildiği bu soruyu bir başka şekilde soralım: PKK terör...

02 Ağustos 2016 | 3.058 okunma

Köln'de düzenlenen “darbeye karşı demokrasi” mitingine Erdoğan'ın telekonferansla katılmasını Almanya neden yasakladı?
Cevabını herkesin bildiği bu soruyu bir başka şekilde soralım: PKK terör örgütü liderlerinden Murat Karayılan'a 2011'de telekonferans izni veren Almanya, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına neden izin vermedi?
Gerçekten de bu ülkede yaşayan herkes bu sorunun cevabını üç aşağı beş yukarı bilir.
Hatta sadece bunu değil, Mısır'daki darbeye Batı'nın neden darbe demediğini, Almanya'nın darbeci Sisi'nin ayaklarına neden kırmızı halı sererek karşıladığını da bilir.
Evet, bu ülkede yaşayan herkes bunları bilir. Köylü bilir, işçi bilir, esnaf bilir, sokaklardan kağıt toplayanlar bilir, kırmızı ışık çocukları bile bilir...
Bir tek “bozguncu aydınlar” ve “Fethullah'ın kapatma aydınları” bilmez.
Aslında onlar da bilir de domuzluğuna söylemezler. Tevil ederek çarpıtırlar. Çünkü görevleri budur.
Özellikle de 1991'deki “Körfez Savaşı”ndan beri Batı'nın çirkin yüzünü saklamak için adeta kendilerini telef etmeleri de bu görevleri yüzündendir.
Batı'ya şeksiz şüphesiz biat edilmesi için (hele hele son 10 yıl boyunca) panayır hokkabazları gibi çalıştılar.
Batı'dan kastımız elbette Batı'da yaşayan halklar değildir. Onları da enformatik esarete duçar eden “Irkçı Siyonist networku” kastediyorum.
Dolayısıyla, Batı kamuoyuna gerçekleri anlatmaktan hiçbir zaman vazgeçemeyiz. Her imkan ve yolu bu uğurda sonuna kadar değerlendirmeliyiz.
Mesela, ABD kamuoyu, Fethullah Gülen'in Türkiye'de masum insanları nasıl katlettiğini hakkıyla bilse, Pensilvanya'da bir saat kalmasını istemez.
Gördünüz işte; uluslararası toplumu uyutmak için CNN İnternational'a Gülen'i çıkartıp 237 insanımızın acımasızca katledilmesine “tiyatro” dedirttiler.
ABD de onca olan bitenden sonra, mesela, darbecilerin 15 Temmuz akşamı Genelkurmay Başkanımız Org. Hulusi Akar'a, “Sizi Gülen'le görüştürelim” dediği dermayan edildiği halde Pensilvanya'daki teröristin iadesi için hâlâ delil istiyor.
Uzun lafın kısası, ABD'yi darbenin arkasında Gülen'in olduğuna dair hiçbir delil kesmiyor.
Bizim Etyen Beyimizi de darbenin arkasında ABD olduğuna dair hiçbir delil ikna etmeye yetmiyor.
Daha önceki darbelerin ABD onayıyla yapılması, Gülen'in ABD'de ikamet etmesi ve Gülencilerin elde ettiği kozmik sırların yabancı ülkeler için değeri “Gülenci darbenin” arkasında ABD olduğuna dair bir nedensellik gücüne sahip değil, diyor.
Söz konusu yazısında, “ABD'nin Gülenci darbeyi gerçekten de önceden bilmediğine kimse garanti veremez ve zaten inandırıcı da olmaz…” dediği halde, “Gülenci darbenin” arkasında ABD'nin olduğuna dair “nedensellik gücünü” yakalayamaması, doğrusu beni ümitsizliğe gark etti.
Hatta…

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İBB Başkanı kime ‘ihanet’ etti? 30 Nisan 2024 | 4.315 Okunma Gerçek başkan kim? 27 Nisan 2024 | 288 Okunma Özgür Özel’in ‘gizli santrfor’ olarak portresi 25 Nisan 2024 | 3.235 Okunma Cübbeli Ahmet (k.s) onu kime seçti? 24 Nisan 2024 | 6.187 Okunma ABD kime bağlı? 23 Nisan 2024 | 1.962 Okunma