Rasim Özdenören Yeni Şafak Gazetesi

Madem öyle işte böyle

Devlet Bahçeli 2002 yılında içinde yer aldığı koalisyon hükümetinde de aynı tutumu sergilemişti. Seçim tarihine henüz 1 buçuk yıl varken kendiliğinden erken seçim talebinde bulunmuştu. O...

19 Nisan 2018 | 231 okunma

Devlet Bahçeli 2002 yılında içinde yer aldığı koalisyon hükümetinde de aynı tutumu sergilemişti. Seçim tarihine henüz 1 buçuk yıl varken kendiliğinden erken seçim talebinde bulunmuştu. O günkü hükümet DSP-ANAP-MHP üçlüsünün koalisyonu idi. Anlaşılıyordu ki Bahçeli hem içinde yer aldığı hükümeti hem seçime katılacak diğer siyasal partileri emrivakiye getirmek istiyordu. Bir kere erken seçim talebi şimdi olduğu gibi kimsenin geri çeviremeyeceği bir pozisyonda dile getirilirse, buna kimsenin hayır deme şansı yoktur.

Nitekim o tarihte de ne koalisyon ortakları ne öteki partiler bu emrivaki karşısında hayır deme imkânını kullanamadılar. Ancak hükümetin o gün içinde bulunduğu koşullar ile bugünkü hükümetin durumu tümüyle birbirinden farklı... O gün sıfırı tüketmiş bir koalisyon hükümeti işbaşındaydı. Enflasyonun %80’ler mertebesinde seyrettiği, herhangi bir yatırım imkânının bulunmadığı, koalisyon ortaklarının hiçbirinin elinde ve ufkunda ülkenin geleceği ile ilgili herhangi bir nesnel projenin bulunmadığı bir süreçten geçiliyordu. 28 Şubat darbesi tüm sosyal dengeleri tarumar etmişti. Hükümet üyeleri yorgun, halk bıkkın vaziyetteydi. Kısacası hükümet sorumluluktan kaçıyordu. Önünde 1 buçuk yıllık hükümet etme fırsatı bulunurken bu fırsatı bile kullanmaya dermanı kalmamıştı.

Bahçeli bu defa da aynı emrivaki tutumunu sergiledi mi, bilemem. Ama o günkü hükümetle bugünkü hükümet arasında çarpıcı farklılıklar bulunuyor. Hükümet bugün gücünün doruk noktasında... Sadece 2019 olacağı tasarlanan milletvekili ve Başkanlık seçimini değil, aynı zamanda 2023’ü hedefleyen bir ufka malik.

Ve 2023’e büyük hamlelerle girmeye hazırlanıyor. İstanbul Kanalı, üçüncü havaalanı, yeni hızlı tren yollarının tamamlanma aşaması, teröre karşı ülkenin iç imkânlarıyla fiili bir mücadele sürecinin yürütülmesi; tüm dünyanın yaşadığı kapitalistik iktisadi krize rağmen bütün bu teşebbüslerden vazgeçilmesi bir yana artan bir ivmeyle ve şevkle devam etme iradesi; Türkiye’nin diplomasi alanında oyun kurucu pozisyonunu başarıyla yürütmesi ve sürdürmesi vetiresi devam ediyor. Ve tüm bunlar hükümetin mümeyyiz niteliğini resmediyor.

Hal böyleyken hükümet erken seçim talebi karşısında dayanışmayı bozmadan ve mümkün olan en kısa zamanda restini çekti.

Tayyip Erdoğan, durumu açıklarken ülkeyi belirsiz bir seçim ortamında bırakmama vurgusunu öne çıkardı. Ve Bahçeli’nin 26 Ağustos tarihine karşı 24 Haziran tarihiyle de rest çekmiş oldu. Ayrıca da böylece ülkeyi belirsiz bir sarkaçta bırakmamanın üstesinden gelmiş oldu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rasim Özdenören 26 Nisan 2021 | 288 Okunma İnsan: Hakim mi hami mi? 22 Nisan 2021 | 262 Okunma İnsan: Yaratılanın en şereflisi 18 Nisan 2021 | 285 Okunma Nefs, irade, oruç ve insan 15 Nisan 2021 | 271 Okunma Camdan kapalı oda 11 Nisan 2021 | 242 Okunma