Biz geçen sene başımıza bir reis, koca millet ailemize bir şef
seçmedik mi? O seçilsin diye millet olarak büyük fedakârlıklar
göstermedik mi? Muhalefet partileri bile bir araya gelip kimsenin
tanımadığı bir aday göstererek reisimizin önünü açmadı mı?
Başbakanlık binası olarak başlayan inşaat, seçimden sonra
Cumhurbaşkanlığı sarayı olarak tamamlanmadı mı?
Yolsuzluk iddialarını elimizin tersiyle itip cumhurbaşkanımız
nezdinde herkesin masumiyetini teslim etmedik mi?
Allah aşkına nedir bu Meclis zulmü?
Milli irade ciddi iştir. Çocuk oyuncağı hiç değildir. Milli irade
sabah akşam sandık kurularak taciz edilemez. Birisine günde bir,
bilemedin iki defa “Nasılsın” diye sorulur. On dakikada bir
“Nasılsın, günün nasıl geçiyor” diye sorulursa bu zulümdür,
tacizdir.
Milletimize sorulmuştur, milletimiz de reisini seçmiştir. Genel
seçim sonuçlarını da genel olarak “AKP iyi ya” şeklinde
değerlendirmek gerekir. Teknik ayrıntılarla, milletvekili
sayılarıyla bu milleti oyalamayın.
Yani yüzde bir-iki oy eksik kaldı diye bir memleket bu kadar
gerilmez. Üçün beşin hesabı olmaz. Birinci parti kimse, hükümet de
o olmalıdır. Kaldı ki bir hükümete ihtiyaç da yok.
Aksaray, Meclis’ten büyük. Saraydaki salonlar, Bakanlar Kurulu’nun
toplandığı odalardan geniş. Ezici bir seçim zaferi kazanmış
cumhurbaşkanının atayacağı danışmanlar herhalde tuhaf
koalisyonların pazarlıkla gelmiş bakanlarından daha iyi
çalışacaktır.