Sayın Cumhurbaşkanı dün muhtarlarla 28. defa buluştu.
Cumhurbaşkanlığı konferans salonu 500 kişilik. Demek ki bugüne
kadar 14.000 muhtar kendisini dinlemek imkânına kavuşmuş.
Türkiye’de yaklaşık 53.000 muhtar var. Yani memleket sathındaki
bütün muhtarların Cumhurbaşkanı’nı canlı olarak dinlemeleri için 78
toplantıya daha ihtiyaç var. Ocak 2015’ten bu yana muhtarlarla
buluşulduğu hesaba katılınca, buluşmalar bu hızla devam ederse
sayın Erdoğan’ın yaklaşık beş sene içerisinde
memleketteki bütün muhtarlarla toplanacağını
öngörebiliyoruz.
Artık dava açılmasın, gazetelerin ilanları ve sesleri kesilmesin
diye herkes pek temkinli yazıyor biliyorsunuz. Ben de bu
temkinliliğe uyayım dedim. Bu durumda da ancak yukarıdaki paragrafı
yazabildim. Zannederim kısa bir süre sonra methiyeler haricinde
siyasi yorum olarak en fazla bu kadarını
okuyabileceksiniz.
28. muhtarlar zirvesinde sayın Cumhurbaşkanı eğitim meselemize de
temas etti. Zaten geçenlerde bütün üniversite rektörleriyle
buluşmuştu. Türkiye’de 181 üniversite olduğuna göre, onların
toplantısı kısmen ferah geçmiştir. Aralarında birer koltukluk
boşluk dahi bırakabilmişlerdir.
İşbu toplantıda Cumhurbaşkanı şöyle demiş, muhtarlara aktarırken
dinledim: “O nedenle dün YÖK’ün yaptığı toplantıda tüm
rektörlerimize, dekanlarımıza şunu ifade ettim; hocalarımızdan
istirhamım şudur dedim, tarihimizi yavrularımıza iyi
öğretelim.”
Peki, yavrularımız tarihi nasıl daha iyi öğrenecekmiş? Efendim 1923
zihniyetini bırakmamız gerekiyormuş. Osmanlı ve Selçuklu
geçmişimizi bize unutturmaya çalışmışlar. Aslında eskiden 20 milyon
kilometrekareymişiz şimdi yedi yüz küsur bine düşmüşüz. Bir de
malum mesele Lozan. Yani Musul.
Peki, yavrularımıza kim öğretecek bu gerçekleri? Herhalde sayın
Erdoğan’ın bütün bu tezlerini kitaplarında yazan fesli
bey Kadir Mısıroğlu. Cumhurbaşkanı’nın
kendisini sarayında yemeğe davet ettiğini biliyoruz. Lozan Hezimet
mi Zafer mi adlı eserinin de Erdoğan’a rehberlik ettiğine şüphe
yok.