Esad’la çok yakın dosttular. Kanlı bıçaklı
oldular. Rusya ile aramız çok fenaydı. Rus uçağının düşürülmesi
gururla anlatılıyordu. Milletvekilleri insanın bir Rus uçağı daha
düşüresi geliyor diye yazacak kadar coşmuştu. İktidar medyasında
Ankara Kızılay patlamasının
ardında Putin var diye manşetler
atılıyordu. Halep çatışması sırasında Rus büyükelçiliklerinin
önünde kitleler yığılıyordu. Ne zamanki Rus büyükelçisini bir polis
memuru öldürdü, şimdi can ciğer kuzu sarmasıyız.
Peki ya İsrail’le? Ne esip gürlendi Mavi Marmara’dan sonra. Neler
yazılıp çizildi. Sonra bir baktık anlaşıvermişler. Hatta
sayın Erdoğan, Mavi Marmara’yla Gazze’ye
gitmeye çalışanları, zamanında benden izin mi aldınız diye
azarlamakta.
Yani Hollanda’yla da barışırlar. Almanya’yla da. Medyaları medya
değil, emir erlerinden oluşan bir gruptur. Yukarıdan ne talimat
alırlarsa öyle yazarlar. Dün Putin’i terörist ilan eder, bugün üst
akla karşı müttefik.
Dün Trump’ın adı ortağı olduğu binadan
kaldırılsın diye nutuk atılır, bugün el üstünde tutulur.
Parti çıkarları, şahıs çıkarları ulusal çıkarların yerini alınca
başka türlüsü de beklenemez. Bakanın Irak’a alınmadığında suspus
olursun da Hollanda’ya alınmadığında ortalığı yakıp yıkarsın.
Birinde çıkarın susmaktadır diğerinde ortalığı yakıp
yıkmakta.