Bir haftadan az zaman kalmasına rağmen Irak
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumunu yapıp
yapmayacağı belirsizliğini koruyor. Bu bile hem bölgenin hem de
meselenin ne kadar hassas olduğunu
göstermekte.
Referandum
konusunda, Barzani yönetimi
İsrail hariç uluslararası destek bulamadı. Çeşitli seviyelerde de
olsa, bölgesel aktörler de dünya güçleri de referanduma karşı bir
tavır takındı.
Mesud Barzani, önceki gün
Birleşik Krallık Savunma Bakanı Michael
Fallon’la buluştu. Fallon, Barzani’ye referandumun
ertelenmesi ve Irak yönetimiyle görüşülmesini tavsiye etti. Ondan
birkaç gün önce ise ABD Dışişleri
Bakanı Rex Tillerson aynı
mesajı iletmişti.
Bu gelişmeler üzerine Barzani, içeriği belirsiz
ve uluslararası garantisi olmayan bir müzakere süreci uğruna
referandumdan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. Ancak açık bir kapı
da bıraktı ve şöyle dedi: “Şayet Bağdat
Kürdistan’ınbağımsızlığı için belirli bir
süre zarfında müzakerelere
başlar ve Kürdistan’ın
bağımsızlığı hakkındaki anlaşmanın
yerine getirilmesi için uluslararası
garantiler sağlanırsa,
Kürdistan’ın siyasi liderleri buluşarak
nihai bir karar
verebilirler.”
Kürt siyasetinin de referandum konusunda
hemfikir olmadığı görülüyor. Hem Kuzey Irak’ta, hem Suriye’de hem
de Türkiye’de referandum kararını coşkuyla değil tepkiyle ya da
eleştirel bir tavırla karşılayan önemli bir kesim
var.
Öte yandan, en görünen yüzü Diyarbakır
milletvekili Galip
Ensarioğlu olmak üzere AKP içinde,
referandumdan yana olanlar da var. Cumhurbaşkanı ve başbakanın
referandum karşıtı açıklamalarından sonra Barzani’nin kararına ve
Kerkük’ün de referanduma dahil edilmesine desteğini açıklamaktan
çekinmedi.
Başkanlık seçimi
için Devlet Bahçeli’ye
ihtiyacı olan Erdoğan’ın hem
Bahçeli’nin çevresindeki daralmış MHP seçmenini hem de
Güneydoğu’daki oylarını korumak gibi bir hayli güç bir hedefi var.
Referandumun ertelenmemesi bu hedefin tutturulup
tutturulmayacağının da seçimlerden önce bir sınaması
olacak.