Malum, AKP’li 12 milletvekilinin ABD’de Fethullah Gülen’le
beraber çektirdikleri bir fotoğraf gündemde. AKP’nin Gülen
cemaatiyle olan koalisyonu sebebiyle özür dileme faslından CHP’yi
suçlama faslına geçtiği bir dönemde çıkan fotoğraf partiyi üzdü.
Hele bir de çok sayıda AKP milletvekilinin ByLock uygulamasını
kullandığını ileri süren haberler de üzüntüyü artırdı.
Ziyaret 2012’de gerçekleşmiş. AKP’li milletvekilleri toplu halde
New Jersey’de bir alışveriş merkezindeymiş. Buna kimse
şaşırmamıştır herhalde. Birisi hadi demiş Fethullah Gülen
hemencecik şurada ikindi namazını orada kılalım. Tamam demişler ve
AVM’den ayrılıp Pensilvanya Fethullah Gülen Dinlenme Tesisleri’nde
namazlarını eda etmişler. Kazaya bırakmamışlar. Bu da güzel. AKP,
AVM temas heyeti olarak bir de üzerine Gülen’le beraber kameralara
poz vermişler.
Bugün o AKP milletvekilleri kendilerini savunuyor. Fakat belli ki
fotoğraf beklenmedik bir anda belirmiş ki aralarında söz birliği
edememişler.
Mesela Mustafa Hamarat, fotoğrafın 17-25 Aralık’tan önce çekildiği
için bir kıymeti olmadığını söylemiş.
Safiye Seymenoğlu, fotoğraf MİT krizinden önce çekildiği için bir
sorun olmayacağı fikrinde.
Fatoş Gürkan ise fotoğrafın dershane krizinden önce çekildiği için
meselenin büyütülmemesinden yana. Fikir beyan eden diğer
milletvekilleri de benzer bir durumda. Artık o an akıllarına
cemaatle hangi kriz anı geldiyse fotoğrafın o tarihten önceye ait
olduğunu söyleyerek kendilerini temize çıkarmaya gayret
etmişler.
Açıklamalardaki bu dağınıklığın sebebi AKPcemaat koalisyonunun
tabiatı. İlişkiler öylesine iç içe girmiş ki, milletvekilleri dahi
koalisyonun dağılma tarihi konusunda mutabık değil.
MİT krizi mi, dershane krizi mi, 17-25 Aralık mı? Tam olarak hangi
tarihi milat alacaklarını bilmiyorlar. Tabii, açığa alınanlar,
işten atılanlar, tutuklananlar AKP milletvekilleriyle aynı lükse
sahip değil. Bırakalım Gülen’in omuzunun dibinde kameralara
sırıtmayı, Bank Asya’da hesap açanın bile başına gelmedik kalmıyor.
AKP’li olmak hakikaten bir ayrıcalık.
Gülen cemaati hangi tarihten itibaren bir terör örgütü sayılacak?
Hangi tarihten sonra cemaatle işbirliğinde olanlar örgüte üye
sayılacak ya da yardım ve yataklık yapmış olarak değerlendirilecek?
AKP’li milletvekilleri bile bilmiyor, biz nasıl bileceğiz?
Pekiyi, bir suçun işlenme tarihine kim karar verecek?
Siyasetçilerin kendilerine göre bir milat belirleyip ona göre
davranışlarını aklamaları hukuka uygun mudur?
2004 MGK’sinde Gülen cemaati bir tehdit olarak değerlendirilmiş ve
hakkında tedbir alınması kararlaştırılmış. Bu belgenin altında
Erdoğan’ın da imzası var. Sonrasında Erdoğan’ın imzasını sahipsiz
bıraktığı biliniyor. Yalçın Akdoğan, kararın hükümet tarafından yok
sayıldığını açıkladı.