Memleketimiz şu aralar hakikaten tebriki hak ediyor. Malum,
Gaziantep Sulh Ceza Hâkimliği, Hasan
Cemal ve Tuğçe Tatari’nin Kürt
meselesi hakkındaki kitapları için toplatma kararı verdi. Sebep?
Kitapların Gaziantep’te YPG operasyonları sırasında şüphelilerin
evinde çıkması.
Bereket, evde saatli maarif takvimi yokmuş. Yılbaşı arifesinde,
senelerin takvimi çok sarsıcı bir darbeyle
karşılaşabilirmiş.
Kitaplar uzun süredir piyasada. Fena da satmamışlar. Kitapları
okuyanlar okumuş, yazarlarıyla kitaplar hakkında defalarca röportaj
yapılmış, haklarında yazılar kaleme alınmış.
Ama şimdi birden, hop, toplatma kararı.
Şimdi bu kitapları evlerinde bulunduran on binlerce insan ne
yapacak? Mesela ben, derhal kütüphaneden indirdim. Eminönü’ne gidip
en sağlamından bir kuş kafesi aldım. Kitapları kafesin içine
koydum. Diğer kitaplara fena tesiri olmasın diye bir güzel tecrit
ettim. Hatta okuduklarımı unutmak için, kitapları kafese koymadan
evvel tersten okudum. Biraz güç oldu ama çoğunu unuttum.
Kuş kafesinde kitaplarla devletimizden talimat bekliyorum.
Kitapları teslim edecek yer arıyorum. Hadi beni geçelim. Neticede
genel yayın yönetmeni ve Ankara
temsilcisinin “casus” diye tutuklandığı bir gazetede
yazıyorum.
Peki, Erdoğan’ın uçuş ekibi, iktidara yakın
gazete ve televizyonlarda çalışanlar ne yapacak? Bir kısmında bu
kitaplardan illa ki vardır.
Kitapları çöpe mi atacaklar, evleri sobalıysa soba da mı
yakacaklar, gidip en yakın karakola kitapları mı verecekler? Ne
yapacak bu insanlar? Bir çözüm yolu olmalı, devletimiz bir çıkış
göstermeli.
Memleketimizde yargı kararlarını tahmin etmek için siyasetin
nabzını iyi tutmak gerek.
İktidarın işine “açılım” geldiğinde,
Nevroz’da Öcalan’ın mektubu devletin izniyle
meydanlarda milyonlara okunabilir. AKP’liler “ya aslında
Öcalan namazındaniyazında
çocuktu” diye “İslam bayrağı”ndan bahseden Öcalan’a
göz kırpabilir.
Hatta, yasal bir siyasi parti olan HDP, Başbakan yardımcısı
tarafından “Öcalan,bunları yakalasa sopayla kovalar” diye
eleştirilebilir.
İktidar bu açılım işinin fazla ileri gittiğini düşündüğündeyse
işler değişir. Suriye’de Kürtler uluslararası meşruiyet kazanmaya
başlayınca, “seni başkan yaptırmayacağız” diyenler
hakikaten başkan yaptırmayınca ve sert güvenlikçi politikalar
kasımda MHP oylarıyla, küskün AKP’lileri partiye kazandırınca iş
değişir.
Ne yapacaksınız, siyaset bazen böyledir. Herkes ekmeğinin
peşinde.
AKP milletvekili Aydın Ünal, şu anda rahat
bir ortam yok, seçimden sonra hesap soracağız dedi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, bunu yanına bırakmam buyurdu.
Yargı da bu sözlerden sonra rahat bir ortam buldu ki önce
gazetecileri tutukladı. Şimdi kitap toplatıyor.