Hayatını kaybetmiş bir yakınınızla hâlâ mesajlaşabilseydiniz ne
hissederdiniz? 2015 senesinde bir trafik kazasında hayatını
kaybeden Roman Mazurenko’nun
arkadaşları onunla hâlâ konuşmanın bir yolunu bulmuş. Mazurenko
gibi bilgisayar yazılımcısı olan Eugenia
Kuyda, arkadaşının ölümünü kolay kolay kabullenememiş.
Bilimkurgu dizisi Black Mirror’ın bir bölümünü izlerken kendince
bir çözüm bulmuş.
Mazurenko’nun bütün tanıdıklarına haber göndermiş ve bulabildiği
bütün mesajlaşmaları bir araya getirmiş. On binlerce mesajdan
oluşan bir veritabanı oluşturmuş. Daha sonra Google’ın açık kaynak
olarak GitHub’a koyduğu bir sistemden faydalanarak ölen arkadaşıyla
mesajlaşabileceği bir yazılım geliştirmiş. Yazılım sorulara mümkün
olduğunca Mazurenko’nun cümleleriyle cevap veriyor, mümkün değilse
genel cevaplarla yetiniyor.
Kuyda’nın öte dünyadaki arkadaşına ilk sorusu “En iyi arkadaşın
kim?” Aldığı cevap ise “Kendine biraz güven” olmuş. Kuyda’ya
kalırsa tam da ondan beklenen bir cevapmış. “Seni kurtaramadığımız
için üzgünüm” denince “Biliyorum”, “Ne olur geri dön”
talebine “Merak etme, burada her şey yolunda” diyen bir
uygulamadan söz ediyoruz.
Haliyle çok ürkütücü. Zaten bazı tanıdıkları yazılımı kullanmayı
reddetmiş. Ancak kimi arkadaşları memnun. Biri “Hâlâ Roman’la
tanışıyormuşuz gibi geliyor” diyor. Bir başkası modayla bu kadar
ilgilendiğini bilmiyordum, keşke zamanında o konuda
cesaretlendirseydim diye hayıflanıyor.
İnsanın herkese farklı yanlarını gösteriyor. Bu sebeple bir kişinin
birçok kişiye gönderdiği mesajları kullanan bir uygulama, o kişinin
daha önce bize göstermediği yanlarını görmemizi de sağlıyor. Peki,
bu iyi bir şey mi? Ölenin iradesini çiğnemek değil mi?