İngilizcede “Jingoizm” diye bir terim var. Savaş zamanında,
aşırı milliyetçi duyguları sömüren, saldırgan, popülist söylemler
için kullanılıyor. Kavram, ’93 Harbi diye bilinen 1877-1878
Osmanlı- Rus savaşı sürerken İngiliz pub’larında söylenen bir
şarkıya dayanıyor. Sözleri ise aşağı yukarı: “Gemilerimiz,
adamlarımız ve paramız var/ Daha önce de Ayı’yla savaştık ve biz
hakiki Britanyalı olduğumuz sürece/ Konstantinapolis’i alamayacak
Ruslar” şeklinde. Şarkının nakaratında peygamberin adının uluorta
kullanılmaması için İsa yerine Jingo denmesiyse
jingoizm teriminin kökenini oluşturuyor.
İngiliz aşırı milliyetçiliğinin pub şarkısının Osmanlı’dan yana
olması 19. yüzyıl sonunun karmaşık uluslararası ilişkilerinin bir
neticesi. Ama konumuz ’93 Harbi değil.
Yine aynı senelerde “sarı gazetecilik” kavramı da ortaya çıkmış.
New York World ve New York Journal gazeteleri bir tiraj kavgasına
tutuşur. Sansasyonel, abartılı ve yalan haberlerle popülist bir
yayın çizgisi benimsenir. Küba’nın İspanya idaresine ayaklanışının
bu yayın organları tarafından ele alınışının 1895-1898 İspanyol-
Amerikan Savaşı’nın çıkışında ciddi bir etkisi olduğu da ileri
sürülmekte.
O dönemden bu yana, savaş konusunda sansasyonel habercilikle
kamuoyunun tahrik edilmesine sarı gazetecilik ve “jingoizm”
denmekte. Daha sonra, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda bu mesele,
propaganda adında neredeyse bir bilim dalına dönüşmüş, savaşın
bitimindeyse “propaganda” tabiri kirlendiği için yerini “halkla
ilişkiler”e bırakmıştır.
Günümüzde memleketimizde yapılan yayınlarda ise işin propagandadan
halkla ilişkilere evrilen, görece daha incelikli kısmı
bırakıldığını, 1890’ların jingoizm ve sarı gazetecilik seviyesine
dönüldüğü görülmekte....