Sayın Erdoğan, partisinin merkez yönetim
kurulunda belediye başkanlarının istifa gerekçelerinin kamuoyuna
izah edilmesini talep etmiş. Normal bir demokraside, bir siyasetçi
istifa ettiğinde istifa gerekçesini partisinin MYK’si değil bizzat
siyasetçinin kendisinin açıklaması gerekir. Ancak AKP’nin metal
yorgunluğu operasyonunda gerçekleşen, adı istifa olan bir azil
sürecidir.
Ortada istifa falan yoktur. Söz konusu olan “Bedeli ağır olur”
tehdidi karşısında korkularından ne yapacaklarını bilemeyen
belediye başkanlarının azil kararına direnemeyerek koltuklarını
bırakıp kaçmasıdır.
Bu sebeple bu meseleden artık “istifa” diye değil “kovulmak” diye
bahsetmek daha doğru olacak. Hem de halkın gözleri önünde
sergilenen bir baskı ve tehdit kampanyası sonrasında kapının önüne
konmak suretiyle hayata geçirilen, siyasi tarihimize geçecek bir
kovulma.
Bu kovulan belediye başkanları artık ağır olan “bedel” neyse onu
karşılayamayacaklarını düşünmüş olsalar gerek ki partilerinden
istifa edip şehirlerine bağımsız belediye başkanı statüsünde hizmet
etmeyi akıllarından dahi geçirememişlerdir.
AKP’deki metal yorgunluğunun aslında Sayın Erdoğan’dan
kaynaklandığını düşünenler varsa da ortam seslerini çıkartmalarına
uygun değil. OHAL düzeninde Sayın Erdoğan’ın iradesine karşı
çıkmanın sonuçlarının ne kadar ağır olabileceğini herhalde bu
kovulmuş belediye başkanları çoğu kişiden iyi bilmektedir.
Yüksek ihtimalle, AKP’nin metal işçiliği burada kalmayacak ve zaman
içinde başka belediye başkanları ve il yöneticilerine de kapı
gösterilecektir. Sayın Erdoğan’ın haklarında hükmü kestiği bu
yöneticilerin otoritesinin hiçe sayılacağı ve dolayısıyla
belediyecilik hizmetlerini yürütemeyecekleri de ortada.
Bir insan neyin karşılığında...