Biliyorsunuz iktidarın bir fetva mercii var.
Adı Hayrettin Karaman.
Hatırlarsınız “yolsuzluk başka hırsızlık
başkadır” diyerek yolsuzluk yapan siyasetçilerin hırsızlıkla
itham edilmesine karşı çıkmıştı. İleride sıklıkla hatırlanacak şu
sözlerin sahibi:
“Muhalif siyasetçilerin hedefi, her vasıtayı kullanarak iktidarı
düşürmek olursa gerekli gördüklerinde abartıyı, yalanı, iftirayı,
kumpası... kullanırlar. Onlar, yolsuzluk yapan için bu kelimeyi
kullanmak amaca hizmet etmezse daha yıpratıcı olan
‘hırsızlık’ kelimesini kullanmakta sakınca
görmezler.”
Aslında ileride bugünler yazılırken hatırlanacak çok sözü var.
Kendisi gibi yaşamayanları şartlar müsait olduğunda gettolara
tıkmak gerektiğini de ima etmişti. Şartlar müsait değilken ise
şimdilik sadece içten içe kendileri gibi yaşamayanlardan nefret
edilmesini tavsiye etmişti.
İşte yolsuzluk yapan siyasetçiye hırsız denmesini yüreği
kaldırmayan, punduna getirse kendi gibi inanmayanı toplama
kamplarına göndermeye niyetli bu günümüzün Şeyhülislam özentisi
geçenlerde referandumda “hayır” oyu kullanacak
vatandaşlar için de bir fetva veriverdi.
Zamanında Türkçe Olimpiyatları’nda Gülen Cemaatinin
organizasyonunu “Küçük ölçekli ümmet tecellisi olarak
vasıflandırmak istiyorum” demesinin özeleştirisini verecek
hali yoktu ya, ne yapsın o da fetva verdi.
Gergin referandum sürecinde itidal telkin etme iddiasındaki
yazısında hayır oyu vereceklerin “yabancılaşmış
unsurlar” olduğunu ileri sürdükten sonra özetle onları yok
etmeyip kendilerine tahammül edilmesi gerektiğini kendince hükme
bağladı.