Referandum tarihi yaklaştıkça “evet” cephesinin savruk
görüntüsü iyice
belirginleşmekte. Binali Yıldırım’ın
mitingleri bir hayli sönük geçiyor. Kendisi de sağ
olsun “abidik, gubudik” gibi çıkışlarıyla iyi
bir “hayır” neferi gibi çalışıyor.
Sayın Erdoğan ise hayır oyu verecekleri
PKK’li ilan etmenin kesmediğini görmüş olsa gerek ki bu defa 15
Temmuz cuntacılarının hayırcı olduğunu söyleyiverdi.
İktidara yakın anketlerde bile en azından toplumun yarısının hayır
oyu kullanacağı görülmekte. Toplumun yarısını terörist ve darbeci
diye değerlendiren birine herhalde “evet” oyu
vereceklerin bile kafası karışmıştır.
“Evet” kampanyasının bir türlü beklenen karşılığı alamaması
işin tehdide dayandırılmasına yol açtı. Cumhurbaşkanı’nın sayısız
başdanışmanlarından İlnur Çevik Bey
Twitter üzerinden hayır diyenlere “Haziran sonrası
Türkiye’deki kaos ve istikrarsızlığı mumla
ararsınız” diye seslendi. Sonra gelen tepkiler üzerine
yazdıklarını sildi. Ancak Kenan Evrenvari bu tehdidi kayıtlara
geçti.
Evet cephesinin ordusuz komutanı Devlet
Bahçeli de gidişattan memnun değil ki o da üslubunu
denetlemekte güçlük çekiyor. Sinan Oğan’a
konuşma yaptığı sırada saldırılmasını “Bunun neresini
değerlendireyim. Bir kişi kürsüyüyıkıyor. Kimseye bir şey
olmuyor. Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz” diye
yorumladı. Umalım ki söylediklerinin ne anlama geldiğini fark etsin
ve derhal özür dilesin.