Cumhurbaşkanımızın birçok başdanışmanı var. Bu başdanışmanlar
çok geniş bir yelpazeden. Mesela Sayın Erdoğan bir sabah
uyandığında, künde nasıl atılır diye merak etse, bu hususu
danışabileceği eski bir milli güreşçi bile bu kadronun içinde.
Demek ki bir meselenin aslını öğrenmek, herhangi bir konuda bilgi
edinmek için hepimizden çok imkâna sahip.
Bu sebeple, gıyabında konuşan Obama’ya Kızılay Genel Kurulu’nda
cevap verirken şunları söylediğinde kendisine inanmamız pek
doğal:
“ABD’de Sayın Obama’ya hakaretten biri daha geçenlerde üç yıla
mahkûm oldu. Almanya’da biri Merkel’e hakaretten iki yıla mahkûm
oldu.”
Herhalde Sayın Erdoğan sayın başdanışmanlarına danışmış ve onlardan
aldığı en doğru bilgileri bizimle paylaşmıştır diye düşünmemiz
kaçınılmaz.
Hele bir de bu başka bir devletin başkanına hitaben
söyleniyorsa.
“Hah bak, nasıl da yapıştırdı cevabı” diye ekran başında keyiflenip
Sayın Cumhurbaşkanımızla gurur duyuyordum ki birden tadım kaçtı.
Bazı kendini bilmezler, Sayın Erdoğan’ın söylediklerine hemen iman
etmek yerine şüpheye kapılmışlar. Obama’ya ya da Merkel’e
hakaretten kimsenin mahkûm olmadığını yazıp çizmekteler. Meğer,
Sayın Cumhurbaşkanımızın bahsettiği iki örnekte de hakaret değil,
ölüm tehdidi söz konusuymuş.
Ben de bunun üzerine araştırdım ve maalesef Sayın
Cumhurbaşkanımızın söylediklerinin doğru olmadığını fark ettim.
Gerçekten de ABD’de hapse atılan kişi hem Obama’yı sosyal medyada
ölümle tehdit etmiş hem de Obama’nın ziyaret ettiği bir
kütüphanenin kapısına dayanıp ABD Başkanı’nı öldüreceğini söylemiş.
Almanya’daki kişi de Merkel’i ölümle tehdit eden suç makinesi bir
ırkçı.
Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın dediğinin aksine hakaretten
yargılanıp mahkûm olmamışlar.