Cumhurbaşkanı aynı zamanda AKP genel başkanı. Haliyle tarafsız
olması beklenemez. Ancak cumhurbaşkanı seçildiğinde görevlerini
tarafsızlıkla yerine getirmek için namusu ve şerefi üzerine ant
içmişti. Anayasa referandumu gerçekleşmeden evvel pek tarafsız
davrandığı söylenemez. Neticede o zaman da şimdi de muhalefete
çatmadığı bir günü geçmedi. Şimdi tarafsız davranmasını beklemek
ise gerçekçi değil. Gelgelelim anayasadaki cumhurbaşkanının yemin
metni hâlâ “tarafsızlığı” gerektirecek şekilde yer alıyor.
Yani cumhurbaşkanının bir partinin genel başkanı olmasına izin
veren ve aynı zamanda da ona tarafsız davranmak üzere namusu ve
şerefi üzerine ant içtiren tuhaf bir anayasal düzenimiz var.
Bu garip vaziyeti en son ele alan hükümet sözcüsü sayın
Bekir Bozdağ oldu. Meclis’teki bütçe
görüşmelerinde Cumhurbaşkanı’nın siyasi bir kişilik olmasının
anayasaya aykırılık taşımadığını söyledi. Ardından da cumhurbaşkanı
yemininden bahsederek “Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan,
görevlerini ve yetkilerini anayasaya göre tarafsız bir şekilde
kullanmakta ve yerine getirmektedir. Bunda hiç kimsenin tereddüdü
olmaması gerekir” deyiverdi.
Bir parti genel başkanının aynı zamanda nasıl tarafsız kalarak
namusu ve şerefi üzerine ettiği yemine bağlı kalabildiğini pek de
açıklayan bir demeç değildi. Fakat aslında ne demek istediğini
gizlemedi ve konuşmasının devamında herkesi hizaya çekiverdi:
“Ama mesele Türkiye olunca, Türkiye’nin, milletin çıkarları olunca
Cumhurbaşkanı bu konuların tamamında taraftır, bundan sonra da
taraf olmaya devam edecektir.”
Bunu alışılagelmiş siyasi bir boş laf ya da hamasi bir çıkış gibi
değerlendirmek mümkün.