Uzun süredir devam eden seri seçimlerin şu ana kadarki en ilginç
etabı yarın koşulacak. İktidar kanadı İYİP’i seçime sokmamaya
çalıştı olmadı. HDP’yi baraj altı bırakmaya çabası da boşa çıkarsa
Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu yitirme ihtimali yüksek.
AKP-Bahçeli birlikteliği, 1 Kasım 2015 seçiminden
bu yana istikrarlı bir şekilde güç kaybediyor. Dolayısıyla
Meclis’te 300 milletvekilini bulamamaları şaşırtıcı olmayacak.
Muharrem İnce’nin oylarını her geçen gün artırdığı
görülüyor. Herhalde İnce’nin bu kadar kısa zamanda böylesine bir
ivme yakalamasını iktidar da beklemiyordu. Doğrudur, meydanlardaki
kalabalıklar yanıltıcı olabilir. Ancak bu genelde iktidar partileri
için geçerlidir. Demokrasi oyunu adil oynanmazken, devletin ve
medyanın bütün imkânları iktidarın elindeyken, korku ve baskı
ortamı bunca yaygınken muhalefetin doldurduğu meydanların
ihtişamına kulak asmamak ancak iktidar için yanıltıcı
olacaktır.
Millet İttifakı’nın önceki gün açıkladığı tutum belgesi, ittifakı
oluşturan partilerin hukuk devletinin ve böylelikle çoğulcu
demokrasinin yeniden kurulması ilkelerinde vardığı uzlaşmanın
altını çizdi. Seçimin ikinci tura kalması halinde bu uzlaşmanın
daha da somutlaşacağını öngörmek mümkün.
Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, ifade ve
basın özgürlüğü vurguları muhalefetin ele geçirdiği “ahlaki
üstünlüğü” pekiştirdi.
Bu seçim sürecinde iktidarın açık ara en başarısız seçim
kampanyasına şahit olduk. Kampanyadan geriye yorgun, ne vaat ettiği
belirsiz, neden erken seçim istediği anlaşılmayan, neyi nasıl
düzelteceğini anlatamayan bir imaj kaldı. Aday
Erdoğan’ın tuhaf açıklamaları da bu imajı iyice
yerleştirdi.
Metal yorgunluğu seviyesi aşıldı. İktidarın vaziyeti belki de
tükenmişlik sendromu dey...