Yabancı bir işgal gücü gibi halka ateş açan, kamu kuruluşlarını
bombalayan gözü dönmüş bir çetenin terör saldırısı püskürtüldü.
TBMM’yi bombalayacak, doğalgaz istasyonlarını hedef alacak kadar
çıldırmış bu girişim elbette tarihe bir kırılma anı olarak
geçecek.
Senelerce siyasi davalarla ordunun komuta kademesini altüst eden,
ne kadar tehlikeli olduğu konusunda uyarıda bulunanları hapse atan,
tasfiye eden ve itibarsızlaştıran bir anlayışın nerelere vardığını
hep beraber tecrübe ettik.
Bu oluşumla senelerce ittifak kuranlar, onları savunanlar,
kumpaslarını medya ve siyasette destekleyenler elbette bu
yaşananlarda pay sahibidir. Demeçler, açıklamalar, ortak
faaliyetler, yazılan yazılar, yapılan haberler arşivlerde. Beslenen
karganın, gözü oymaya çalışması, karganın çok ama çok uzun bir
zaman boyunca beslendiği gerçeğini değiştirmemekte.
Bu darbe girişimine Gülenci olmayan unsurların katılıp katılmadığı
ve hangi saiklerle davrandıkları ise ileride ortaya çıkacaktır.
Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının
bu denli yakınına sızılmasıysa çok derin bir istihbarat boşluğuna
işaret ediyor. Cumhurbaşkanı on beş dakikayla kurtulduğuna göre,
darbenin tamamlanması ve dolayısıyla daha da şiddetli bir
çatışmanın gerçekleşmesi dakikalarla engellenmiş. Bunu da herhalde
istihbarat teşkilatına değil; halk, polis ve özellikle darbeye
katılmayıp çoğu yerde de karşı koyan Silahlı Kuvvetler mensuplarına
borçluyuz.