Darbe sadece iktidarı devirmeyi mi hedefler? Elbette en önemli
önceliği budur. Ancak darbe aynı zamanda hukuk devletini, yasamayı,
siyasetin demokratik işleyişi için gerekli kurumları yani en
nihayetinde anayasal düzeni imha etmeyi amaçlar. 15 Temmuz’da
Meclis’in bombalanması bu amacın yıkıntıları hâlâ ortada duran bir
simgesi.
Darbe girişiminin imha etmeye çalıştıklarını koruyup yüceltmek hem
bu girişime hem de ileride darbe yapmaya hevesleneceklere karşı
verilecek en iyi cevap olacaktır.
Aksine bir tutum, yani yasamanın işlevsizleştirilmesi, hukuk
devletinin ilkelerine uyulmaması ve anayasal düzenin rafa
kaldırılması, hayatımızı darbe girişiminin belirlediği anlamına
gelir. Böylelikle darbe gerçekleşmese de amaçlarının bir kısmı
gerçekleşmiş olur.
Kuşkusuz darbe girişimiyle beraber olağanüstü bir hal ortaya
çıkmıştır. Olağanüstü haller için anayasa bir rejim öngörmekte.
Gelgelelim, OHAL kararnamelerinin büyük kısmı anayasanın çizdiği
çerçevenin dışında. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi’ne götürülmeleri
anayasal düzeni korumak açısından hayati önemde. Darbe girişimi
oldu diye hukuk devletini ve anayasayı teferruat olarak görmek,
darbe mantığına teslim olmak anlamına gelir.
Bugün iktidarın tutukladığı kişilerle fikirleriniz uyuşmuyor
olabilir. Hatta, yazıp çizdikleriyle iktidar-cemaat işbirliği
dönemindeki hukuksuzluklarda payları olduğunu da düşünebilirsiniz.
Ancak kaçma şüphesi bulunmayan, yeri yurdu belli insanları
tutuklamanın cemaatle mücadelede nasıl bir faydası olabilir? Hele
subliminal mesajlar vermek gibi suçlamaların, özellikle yurtdışında
cemaatin elini güçlendireceği açık değil mi? Yargıda işi
sulandırmak cemaat yargısının bir özelliğiydi. Benzer
sulandırmalarla ne amaçlanmaktadır?
Fırsat bu fırsat
denerek Aslı Erdoğan’ı, Necmiye
Alpay’ı tutuklayarak, üniversitelerden Barış İçin
Akademisyenler imzacılarını atarak mı cemaat alt edilecek ve bir
daha darbe yapması engellenecek?