Erdoğan, nihayet kısmen de olsa istediğine
ulaştı. 7 Haziran seçiminden önce anayasanın gerektirdiği
tarafsızlığı kolayca çiğneyerek başkanlık için gerekli 400
milletvekilini talep etmişti. Seçmen bu talebe hem haziran hem de
devamındaki kasım seçiminde hayır dedi.
Çözüm sürecinin sona ermesinde herhalde “seni başkan
yaptırmayacağız” çıkışının rolü göz ardı edilemez. Gazete
arşivleri ortada, Erdoğan ve iktidar medyasının neden sonra bu
mutabakatı çöpe attıkları açık.
HDP’den başkanlığa destek gelmeyeceği anlaşılınca ve seçim
meydanlarında elde Kürtçe Kuran sallayarak muhafazakâr Kürtlerden
yeterli oy alınamayınca dümenin sert bir milliyetçiliğe kırıldığı
da herhalde bir sır değil.
AKP, milliyetçi oyların büyük katkısıyla oy oranını tek başına
iktidar olacak kadar artırdı. Formül tutmuştu.
15 Temmuz darbe girişiminin “Allah’ın bir lütfu” olarak
değerlendirilmesi boşuna değil. Darbe sonrası Anayasa Mahkemesi’nin
intihar etmesi sonucunda hiçbir yargısal denetime tabi olmayan bir
OHAL düzeni kuruldu. Anayasa Mahkemesi’nin eski içtihadını ayaklar
altına alarak verdiği kararın tarihi 12 Ekim. O tarihten itibaren
OHAL KHK’si ile OHAL ile ilgili olsun ya da olmasın herhangi bir
konunun herhangi bir şekilde düzenlenebilmesine imkân veren bir
sisteme geçildi.
Çok değil 3 gün sonra, 15 Ekim’de ise Devlet
Bahçeli’nin açıklaması geldi:
“Başkanlık sistemine geçme arzusu taşıyanlar bir fiili durum
yaratmışlardır. Bu fiili durum, bu şekliyle devam ederse Türkiye,
bir kriz ve kaos ortamına sürüklenebilir. TBMM’ye bir metnin
getirilmesinde yarar vardır. Metin geldiği zaman MHP de metin
üzerinde değerlendirme yapacak ve anayasa değişikliği prosedürü
çerçevesinde Meclis’teki çalışmalara katkı sağlayacak.”
Herhalde Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile Bahçeli’nin başkanlığa
kucak açan açıklamasının ardı ardına gelmesi de tesadüf
sayılmaz.
Nihayetinde sayın Bahçeli ve ona bağlı milletvekilleri AKP’nin
anayasa değişikliği önerisini kabul etti. Sırada referandum
var.
Bahçeli, getirilen denetimsiz OHAL rejiminin bir “fiili
durum” olduğu değerlendirmesini yapıyor ve bunun sürmesinin
bir kriz ve kaos ortamıyla sonuçlanacağı değerlendirmesinde
bulunuyordu.