Kısa bir zaman içinde başkanlık sisteminin en büyük muhalifinden
en büyük savunucusuna
dönüşen Devlet Bahçeli,
geçen hafta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kendisi hakkında
yazdığım yazılar da hatırlatılmış. Sayın Bahçeli ise şöyle
demiş:
“O dediğiniz şahıstan farklı düşünüyorum, sabahlara kadar da
ülkem için kendi kendimle tartışıyorum.”
Bahçeli’nin başkanlık sistemine “evet” demesini eleştirdiğim
yazılarda sabahlara kadar kendi kendisiyle tartışıp tartışmadığını
sormuş değilim. Sağ olsun belirtti ve öğrenmiş olduk. Bu konuda
düzenli bir uykunun insanın zihni melekesi açısından öneminin
altını çizmekten başka yorum yapmam mümkün değil.
Aynı açıklamada, beni “o dediğiniz şahıs” diye tanımlamış ve benden
farklı düşündüğünü söylemiş. Oysa kendisi hakkındaki yazılarımda
“ben şöyle düşünüyorum, siz de böyle düşünün” şeklinde bir
tavrım olmadı.
Aksine, sadece basit, hem de çok basit bir soru sordum sayın
Bahçeli’ye.
Anayasa değişikliğinin yolunu açan çağrısında şunu
söylemişti:
“Başkanlık sistemine geçme arzusu taşıyanlar bir fiili durum
yaratmışlardır. Bu fiili durum, bu şekliyle devam ederse
Türkiye, bir kriz ve kaos ortamına
sürüklenebilir. TBMM’ye bir metnin getirilmesinde
yarar vardır.”
Kriz ve kaos ortamı yaratacağını söylediğiniz bu fiili durumu neden
bir anayasa kuralı haline getirmek için uğraşıyorsunuz?
Bahsettiğiniz kriz ve kaosu açıklar mısınız?
Sayın Bahçeli ayrıca geçen hafta “Anayasa değişikliği
kapsamındaki ‘evet’ kararımızda, yakın tehditler
belirleyici olmuştur” demiştir.
Kendisine kararında belirleyici
olan “yakın tehditlerin” neler olduğunu
sormuştum.
Herhalde bu soruların cevabını, sabahlara kadar kendi kendine
tartıştığını söylemesiyle almak mümkün değildir. Dolayısıyla Devlet
bey hâlâ söylediklerini izah edebilmiş değildir. Böylelikle neden
evet oyu verdiği de hâlâ anlaşılamamıştır. Bırakın beni, kendi
partisinin milletvekillerini ve genel başkan yardımcısını dahi ikna
edememiştir. Sebebi ise basit. İktidarın başkanlık projesine
verdiği destek için gösterdiği kaos, kriz ve tehdit gerekçelerinin
ne olduğunu anlatmamakta ısrar etmektedir.