Herhalde artık işin nasıl yürüdüğünü ezberledik. Önce işlerin
iyiye gitmediğine ilişkin fısıltılar duyuluyor. Sonra tarafların
yazarları üstü kapalı imalarla gerginlikten bahsediyor.
Arabulucular devreye girip birlik ve beraberlik mesajları veriyor.
Nihayet birileri “fitne çıkarmayın” diyor. Şifre sanki fitnede
saklı. Ne zamanki fitneden yakınılıp her şeyin yolunda olduğu
savunuluyor, ayrılık ya da tasfiyenin bunu takip etmesi çok vakit
almıyor.
Siyasette değişen ittifaklar ya da tasfiyeler olağan. Zaman zaman
her siyasi harekette gözlemlenebilecek bir vaziyet. Ancak bunun
sistematikleşmesi, yönetimin otoriterliğinin de bir işareti.
Tarihteki otoriter rejimlere bakıldığında, tepelere tırmanıp
sonradan tasfiye edilen devletlülerin bir geçit töreni ile
karşılaşılır. İş, tarih kitaplarından silmeye hatta fotoğraflardan
çıkarılmaya kadar gider.
Erdoğan, gerektiğinde yollarını ayırmaktan ya da müttefiklerini
tasfiye etmekten çekinmeyen biri. Bu yola her başvurduğunda daha da
güçlenerek çıktığı da bir gerçek.
Milli Görüş’ten hem de 28 Şubat sonrası palamarı çözmek, Erbakan’a
karşı isyan bayrağı açmak kolay iş değildi. Kâğıt üzerinde fena
halde riskliydi. Gelgelelim, Erdoğan’a iktidar yolunu açan da bu
oldu.
Cemaatle yol arkadaşlığını bırakmak da kolay bir karar olmasa
gerek. Hele cemaat, emniyet ve yargıda bir taşeron gibi hareket
edip ortaklık bozulmadan evvel AKP’nin devlet içindeki engellerini
ortadan kaldırmaya bu denli yardım etmişken.
Doğrudur, 17-25 Aralık ile bir sarsıntı geçirildi. Ancak cemaat ile
boşanmak bırakalım oy kaybını, AKP’nin oyunu artırmasıyla
sonuçlandı.
AKP’ye destek veren liberallerin oy olarak bir değeri yoktu. Fakat
üniversitelerdeki ve bir zamanlar medyadaki güçleri azımsanacak
gibi değildi. Zamanı gelince “gelecek 10 yıl, paydaşlarımızın
arzuladığı gibi olmayacak” dendi ve liberaller yüzüstü bırakıldı.
Bu hamleden sonra AKP’nin oyunun azaldığı söylenemez.
Öngörüldüğü üzere Davutoğlu ve ekibi ile de işler yürümedi. Özal
ile Akbulut ilişkisini hatırlayanlar için Davutoğlu’nun atandığı
ilk günden beri bu beklenmedik bir şey değildi.