Konu beslenme olduğunda tavrım ve tavsiyem hiç değişmez: Bana göre yoğurt, süt ürünlerinin kraliçesidir ve en sağlıklı besinlerden biridir.
Yoğurt, bu güzel övgüyü sadece kaliteli proteinleri, dengeli yağ
yapısı ve mükemmel karbonhidrat gücü ile hak etmez, onun mükemmel
bir “prebiyotik ve probiyotik karışımı” olduğu da bilinmelidir.
Kısacası “geleneksel Türk yoğurdu” sıradan bir gıda değil, bir
“süper besin”dir.
Market ve bakkallarda satılan “homojenize endüstriyel yoğurtlar”
ise maalesef bu övgüyü tam olarak hak etmiyor. Çünkü onların
“probiyotik güçleri” çok düşük. İçlerindeki sağlığa faydalı
bakterilerin miktarı minimumda, yani yok denecek kadar az. Ama yine
de onlar da protein, kalsiyum ve diğer besin unsurlarından oldukça
zengin gıdalar.
Özeti şudur:
Şekerli olanları ile meyve konsantresi eklenenleri hariç
yoğurtların hepsi faydalıdır. Evde yapılanın faydası ise bir tık
daha fazladır.
Ev yapımı bir yoğurt mucizesi: Dörtlü karışım!
Bir kâse yoğurdun içerisine birer
çay kaşığı kadar taze öğütülmüş keten tohumu, üzüm çekirdeği,
ısırgan otu tohumu ve 1 tatlı kaşığı kadar zerdeçal ekleyin.
İsterseniz ek olarak bir çay kaşığı tarçın ile iki çay kaşığı kadar
da sızma zeytinyağı ve çay kaşığının ucu kadar karabiber de ilave
edebilirsiniz.
Bu mükemmel karışımı her gün ya da gün aşırı tüketebilirsiniz.
Elimizdeki bu “ev yapımı ilaç” harika bir iltihap giderici,
mükemmel bir antialerjik, çok güçlü bir antikanser
kalkandır.
Hafızamız mı, yoksa kafamız mı karışık?