Yağlı karaciğer, hem pek çok ciddi sağlık sorununa davetiye
çıkarıyor hem de en önemli işini yapamaz hale geliyor; Vücuttaki
toksinleri temizleyemiyor. Peki karaciğerimizi bundan nasıl
koruyabiliriz? Buyurun...
Karacİğer yağlanması yaygın sağlık sorunlarından biri.
Her 3-4 yetişkinden birinin karaciğeri yağlı ama çoğunun bundan
haberi bile yok. Haberi olanların da konuyu ciddiye aldıklarını
söylemek zor. Daha da mühimi, yağlı karaciğer probleminin önemini
biz doktorların bile yeteri kadar kavrayabildiğini söylemek de
mümkün değil.
Oysa yağlı karaciğer hem ciddi bir sağlıksızlık işareti, hem de
başka sağlık problemlerine davetiye çıkaran mühim bir sağlık
sorunu. Nedeni şu:
DİYABETE DAVETİYE
Eğer karaciğeriniz yağlı ise, bu sizin bir insülin direnci
eğilimlisi, bir gizli şeker hastası, yani diyabet adayı, hatta
metabolik sendrom riski taşıyan genetik örgütlenmenizin var olduğu
anlamına gelebiliyor.
Bu nedenle de yağlı karaciğer saptanan herkesin kan yağlarının
durumunun (çoğunun iyi kolesterol HDL’si düşük, trigliseridi yüksek
oluyor), ürik asit (çoğunun yüksek bulunuyor), şeker-insülin
ilişkilerinin (çoğunda bozulduğu saptanıyor) dikkatle araştırılması
gerekiyor.
TOKSİN YÜKÜ ARTAR
İkinci problem ise en az birincisi kadar önemli: Yağlı karaciğer
bedeni toksinlerden temizleme işini yani DETOKSİFİKASYON görevini
de aksatıyor. Yani yeterince güçlü detoks yapamıyor. Bu da toksin
yükünüzün artması, kilo almanızın kolaylaşması, mitokondrilerinizin
yani bedeninizin yorgun düşmesi anlamına geliyor.