Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Sosyal medya sağlığa sabotaj

Muazzam boyutlara varan yeni bir medya kavramı ve aynı zamanda enteresan bir sağlık sabotajcısı ile karşı karşıyayız: SOSYAL MEDYA! Sadece aktif Facebook kullanıcılarının sayısı 250...

10 Eylül 2018 | 2.581 okunma

Muazzam boyutlara varan yeni bir medya kavramı ve aynı zamanda enteresan bir sağlık sabotajcısı ile karşı karşıyayız: SOSYAL MEDYA!

Sadece aktif Facebook kullanıcılarının sayısı 250 milyon sınırını zorluyor. Listeye Instagram’ı, Pinterest’i, Google ve Yahoo’yu da ekler, üstüne bir de Twitter fenomenini ilave ederseniz rakam 1 milyarı zorluyor. Son 6 aydır ben de Instagram kullanıcısı oldum. Instagram sayfamla meşguliyetimi sanırım biraz abartmışım. Eşim Mihriban’ın uyarılarını dikkate alınca da günde en az 20-30 defa cep telefonumla meşgul olduğumu fark ettim! Sosyal medyanın sadece bir “ZAMAN HIRSIZI” olduğunu da zannetmeyin. Sağlığımız için de ciddi bir tehdit. Sadece bedensel ve ruhsal sağlığımız için değil, sosyal ve moral sağlık için de mühim bir problem. SOSYAL MEDYA’nın verebileceği sağlık zararlarından bir kısmını yandaki aşağıda özetledim. SOSYAL MEDTA DETOKSU meselesini ise gelecek haftaya bıraktım.



İLK 4: UYKUYU BOZUYOR

Mobil telefon veya bilgisayar ekranları, beynimize yolladığı mavi ışık uyarıları nedeniyle uykumuzun canına okuyor. Uykuya dalmayı geciktiriyor, derin uyku fazlarını sabote ediyor.

Beyin kimyasında yaptığı değişikliklerle karbonhidrat tüketimini, özellikle şekerli yiyecek ve içeceklerin kullanımını özendiriyor, kilo kontrolünü bozabiliyor.

Dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon zorlanmalarının en önemli nedenlerinden biri yine bu sosyal medya. Herkes her şeyden haberdar olmak, her konuda fikir üretip ve bunları ifade etmek; sevgisini, öfkesini, kızgınlığını, hayallerini sosyal medya ile anlatmak derdinde. Neticede beynin “art yükü” artıyor. Bu da odaklanmayı, hatta hatırlamayı zorlaştırabiliyor.

Sosyalleşmenin ana omurgasını oluşturan “yüz yüze sohbetler”, sesle, sözle, elle oluşan samimi ve içten temasların kaybı “yalnızlaşma” ve “depresif yapılanmayı” körükleyebiliyor.



YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Mükemmel bir iyi yaşlanma hapı: Motivasyon 06 Mayıs 2024 | 518 Okunma Türkiye yaşlanıyor 04 Mayıs 2024 | 1.004 Okunma D3 mü K2 mi 02 Mayıs 2024 | 672 Okunma Ekmek mi şeker mi 29 Nisan 2024 | 1.494 Okunma Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 491 Okunma