Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Neden fit olmalıyız?

Fit, zinde ve formda biri olmak hepimizin ortak ve vazgeçilmez arzularından biri. Bunun ilk şartı da GİNSENG’li vitaminler filan değil. Başarının sırrı düzenli egzersiz alışkanlığı edinmek, özellikle...

13 Ekim 2017 | 992 okunma

Fit, zinde ve formda biri olmak hepimizin ortak ve vazgeçilmez arzularından biri. Bunun ilk şartı da GİNSENG’li vitaminler filan değil. Başarının sırrı düzenli egzersiz alışkanlığı edinmek, özellikle tempolu yürüyüşlerden asla vazgeçmemekte.
Düzenli egzersiz alışkanlığı sadece dış görünüşümüzü iyileştirmemiz, zinde, ince, çevik biri gibi görünmemiz anlamına da gelmiyor. Egzersizin özellikle “aerobik” egzersizlerin (yani “kardiyo” çalışmalarının) bedene biyolojik, ruha duygusal pek çok fayda ve desteği var.
Üstelik bu faydaların çoğu bilimsel olarak da net ve açık olarak gösterilmiş: Egzersiz yapanlarda obezite riski düşüyor. Kalp krizi, felç geçirme ihtimali neredeyse sıfırlanıyor. Daha önceden kalp krizi geçirmiş olmanız ya da kalp damarlarınızı belirli ölçüde plaklarla doldurmuş olmanız halinde ise yine aerobik egzersizler sayesinde hastalığınızın gelişine dur demeniz de mümkün olabiliyor.
Düzenli aerobik egzersiz yapanlarda şekere, hipertansiyona, bağışıklık yetmezliğine, uyku sorunlarına, kemik erimesine, kanserlere de seyrek rastlanıyor. Kısacası kardiyo egzersizleri, yani aerobik çalışmalarla “fit biri” olmanız size sayısız sağlık avantajları da sağlıyor. “Peki, nedir fit olmanın ölçüsü?” diyorsanız buyurun...

Kırmızı ete alternatif demir kaynakları

k Yumurta sarısı
k Karaciğer, dalak ve diğer sakatat
k Bakliyat grubu (fasulye, mercimek...)
k Balık (siyah etliler)
k Tavuk (siyah etli bölümler)
k Çekirdekler (kabak, ayçiçeği)
k Kuruyemişler (badem, fındık, ceviz, antep fıstığı)
k Yeşil yapraklılar

Ne zaman fit birisiniz?

Fitness çalışmalarının farklı çeşitleri var. En yaygın olanı tempolu yürüme. Benim de ilk tavsiyem bu zaten. Koşu, yüzme, bisiklete binme, golf oynama ve benzeri de işe yarıyor.
Bunların hepsi bedenimizin oksijeni yakıt olarak kullanarak egzersiz yapabilme, bunu olabildiğince de uzun sürdürebilme kapasitesini artırıyor.
Diğer taraftan egzersiz yoğunluğunuzu ve sürenizi yavaş yavaş artırdığınız takdirde nefes nefese kalmadan, yorulmadan, ertesi gün ağrılardan, sızılardan yakınmadan egzersiz kapasitenizi sürekli artırabiliyorsunuz.
Kısacası düzenli ve planlı olarak yoğunluğu artırılan kardiyo çalışmaları, sürekli bir kapasite artışı anlamına da geliyor.
Mesela 10 kilometreyi 90 dakikada yürürken 60 hatta 40-50 dakikada yürüyebilen ve neticede yorulmayan biri olabiliyorsunuz. İşte o zaman fit biri sayılıyorsunuz.
Bu gibi kapasite artışlarının bazı bilimsel ölçüleri ve bu ölçülerin yapıldığı alet edevatlarını yapıldığı laboratuvarlar bile var.
Bütün mesele şu: Eğer yorulmadan, tık nefes hale gelmeden, ağrıdan sızıdan yakınmadan ne kadar uzun süreli ve ne kadar yoğun egzersiz yapabiliyorsanız o kadar fit biri haline gelirsiniz.
Bu da size daha sağlam ve sağlıklı bir geleceği garanti eder.

Daha keyifli bir uyku mu istiyorsunuz?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
D3 mü K2 mi 02 Mayıs 2024 | 604 Okunma Ekmek mi şeker mi 29 Nisan 2024 | 1.482 Okunma Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 478 Okunma Epigenetik besinlerde ilk 10 22 Nisan 2024 | 443 Okunma Beslenmede yeni bir çağ başlıyor 20 Nisan 2024 | 528 Okunma