Fazla kilolar bedeni de ruhu da yorar. Uykuyu bozar, sizi
tembel, hımbıl, keyifsiz biri yapar. Kısacası her fazla kilo, bir
toksin yükü gibidir.
Eğer kilo vermeyi düşünüyor ve programınızın aksamadan yürümesini
istiyorsanız, bedeninizdeki fazla yağları sanki bir ‘toksin deposu’
ya da toksin yükü gibi düşünün. Daha başarılı sonuçlar alacağınıza
bahse girebilirim!
Kilo detoksuna başlarken atacağınız ilk safra, şeker ve şeker yüklü
yiyecekler olsun. (İşin en zor noktasının da bu bölüm olduğunu
itiraf etmeliyim.)
Şeker ve rafine karbonhidratlar (beyaz un ya da buğday unu ve
nişasta) ya da yüksek fruktozlu mısır şurubu yüklü (meşrubatlar,
kolalı içecekler) besinleri birdenbire kesmek muhakkak ki kolay
olmayacak.
Çoğumuz için şeker, çikolata ve tatlılardan uzak bir hayatı
düşünmek bile can sıkıcı. Ama emin olun ki başlangıç için böyle bir
karar almak zorundasınız.
Hangi düzeyde bir şeker bağımlısı olursanız olun, şeker yeme
isteğiniz ya da bir başka deyişle tatlı nöbetleriniz birkaç gün
içinde kesinlikle bitecektir.
DNA’nız ne diyor
Hatırlatmak istiyorum; bir kâse yoğurt ve bir dilim pasta eşit
kalori olabilir. Yani, bunları laboratuvar ortamında yakarsanız
ortaya eşit miktarda enerji çıkar.
Ama pasta yediğiniz zaman içi boş kalori almış olursunuz.
Hâlbuki yoğurdun içinde bulunan protein, vitamin ve mineraller,
omega yağları gibi yararlı maddeler genlerinizi kilo verme yönünde
terbiye eder.
Bu yüzden kilo vermek istiyorsanız, daima genlerinizle doğru
konuşan, genetiğinize uygun yiyecekler tüketmelisiniz.
Mesela altın çilek sizin genlerinizin konuştuğu bir meyve değil.
Mango ve papaya ile de hiçbir alakanız yok.
Ama karpuz, kavun, elma, armut, nar binlerce yıldır sizin
genlerinizle konuşan, genlerinizle anlaşmış doğal
yiyeceklerdir.
Yasaklar