Beslenme, “karın doyurmak” mühim konu ama beslenirken kazandığımız yakıtların yani yiyip içtiklerimizin içerikleri de önemli bir ayrıntı.
Herkesin bir “fabrika ayarı” var. Ve siz o “ayar”da yani
“kullanım kılavuzunda” ne yazıyorsa o yakıtı kullanmak
zorundasınız.
Yanlış yakıt en iyi araçta bile arıza çıkartıyor. Eğer “aşırı
kalori tüketmiyor, beslenmeme dikkat ediyor hatta az bile yiyor ama
yine de kilo veremiyor, üstelik bir de kilo alıyorum!” diyorsanız
dikkat edin, sizin de sorununuz “yanlış yakıt almak”la ilgili
olabilir.
Özeti şudur: Sadece “ne kadar yediğinize” değil, “ne yediğinize” de
dikkat edin.
Bedeninize uygun olmayan yakıtlardan uzak durun. Bunların kimi kilo
aldırır, kimi gaz, şişkinlik yapar. Kimi gastriti, koliti, reflüyü
azdırırken kimi de ödem, eklem, baş ve kas ağrılarını davet
eder.
Kısacası doğru yakıt almak önemli bir beslenme ayrıntısıdır.
Omega-3 herkese her yaşta lazım!
Doğal yolla kazanılan omega-3 yağ
asitlerine hepimizin, istisnasız hepimizin çok ama çok ihtiyacı
var.
Anne karnındaki bebek, o bebeği doğuma hazırlayan hamile anne,
yenidoğan bebek, okula giden ergen, hamileliğe hazırlanan anne
adayı, yaşlılık turnikesine girmiş büyükanne ve dedeler de
omega-3’süz yapamaz.
Hepsinin beyin, göz, damar, sinir sistemi sağlığı için yeteri kadar
omega-3 yağ asidini düzenli olarak kazanmaları lazım. İşte bazı
örnekler...
- Yetersiz omega-3 (özellikle DHA azlığı) hamilelik ve doğum
sonrasında depresyonu kolaylaştırıyor.
- Dikkat dağınıklığı olan çocuklarda, öğrenme güçlüğü yaşayan
öğrencilerde omega-3 zengini besinler ciddi faydalar sağlıyor.
- Hamilelikle yetersiz omega-3 kazanımı doğacak bebekte öğrenme
güçlüğü sebebi olabiliyor.
- Yeterli miktarda omega-3 kazanımı yetişkinlerde de depresyonla
mücadeleyi kolaylaştırıyor.
Depresyon mu hipotiroidi mi?