Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Bağışıklığımız kötü sinyaller veriyor

Bağışıklık sistemlerimiz sorunlu. Bu önemli bir problem. Zira çoluk çocuk, genç yaşlı hepimizi ilgilendiriyor. Henüz 2-3 aylık olan bebeklerde bırakın inek sütü alerjisini, anne sütüne...

28 Nisan 2017 | 847 okunma

Bağışıklık sistemlerimiz sorunlu. Bu önemli bir problem. Zira çoluk çocuk, genç yaşlı hepimizi ilgilendiriyor.
Henüz 2-3 aylık olan bebeklerde bırakın
inek sütü alerjisini, anne sütüne karşı bile alerji gelişebiliyor. 3-5 yaşındaki çocuklarda astıma, alerjik dermatozlara eskiye oranla çok sık rastlanıyor.
Okul çağı çocuklarının durumu ise tam bir felaket. Kiminin tekrarlayan kulak iltihapları nedeniyle kulağına tüp takılıyor, kiminin bademciği, geniz eti ameliyatla alınıveriyor.
Gençlerin durumu da iç açıcı değil, onların da çoğu tekrarlayan nezle, grip ataklarından, boğaz enfeksiyonlarından şikâyetçi.
Yetişkin ve yaşlıların durumu daha da berbat. Bazıları tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, prostat iltihapları, bazıları da akciğer-böbrek iltihaplanmaları nedeniyle doktorların kapısını aşındırıyor.
Peki ne oldu da bu hale gelindi? Hangi hatalar bizi bu noktaya sürükledi? Buyurun...
Peki sorun ne?
Bana göre problemin temel nedeni iç ve dış toksinler. Sorun sadece bedensel toksinler, yani kimyasallar, örneğin ağır metaller, gıda katkıları-boyalarıyla da sınırlı değildir. Mesela rastgele yuttuğumuz bir sürü ilaç, örneğin statinler, mide hapları veya antibiyotiklerdir. Mesela D vitamini, omega-3, probiyotik eksiklikleridir. Ruhsal toksinler de en az diğerleri kadar bağışıklık sistemimizi tehdit etmektedir.
Otoimmun hastalıklar yaygınlaşıyor

Bağışıklık sistemi sorunları bunlarla da sınırlı kalmıyor. İşin bir de “otoimmunite” başlığı altında özetlenen çok daha can sıkıcı şekilleri var.
Mesela mı? Haşimoto hastalığı bunlardan biri. Hastalık bağışıklık sisteminin olmazsa olmaz kuralı olan “kendinden olanı tanıma” prensibinin bozulması, neticede de bağışıklık hücrelerinin kendi tiroit bezine saldırması neticesinde ortaya çıkıyor. “Vitiligo” isimli cilt hastalığı bir diğeri. Mesleğe ilk atıldığım yıllarda seyrek rastladığımız bu hastalıklar şimdilerde neredeyse her 7-8 kadından birinin sorunu.
Bağışıklıkla ilişkili romatizmal problemlerde de (artritler) ciddi bir çoğalma var. Kimi eklemlerindeki iltihaplar (artrit), kimi tendonlarındaki yangın (tendinit), kimi kaslarındaki ağrılar (minüzit) nedeniyle doktor doktor geziyor ve bunların da çoğunda esas oyuncu yine bağışıklık sistemindeki arızalar. Kısacası konu önemli.
Yine bir zerdeçal yazısı

Evet “yine ve yeniden” bir zerdeçal notu daha var sırada. Özellikle konu bağışıklık bozukluğu ya da kanser olunca zerdeçal anında gündeme giriveriyor. Çünkü her ikisinde de en

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye yaşlanıyor 04 Mayıs 2024 | 660 Okunma D3 mü K2 mi 02 Mayıs 2024 | 655 Okunma Ekmek mi şeker mi 29 Nisan 2024 | 1.488 Okunma Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 482 Okunma Epigenetik besinlerde ilk 10 22 Nisan 2024 | 445 Okunma