Evet, hepimizi ilgilendiren bir sorun yaşıyoruz. Bu nedenle
öğrenmek istiyoruz: Bir referandumu kazanmak için iktidar, ülkeyi
ve yurttaşlarını ne kadar zarara uğratmayı göze alabilir?
Bunu sormakta çok haklıyız. Çünkü
1) Yurtdışında siyasi propaganda amaçlı faaliyet göstermeyi bu
hükümet yasakladı. Kapı gibi duruyor. Bundan önceki seçim
propagandalarına katılan partiler de bu yasağı çiğnedi.
2) Buradaki feci haldeki kamplaşmayı, ötekileştirmeyi, yurttaşları
birbirine düşman etmeyi, neden Avrupa’da huzur içinde yaşayan,
kimisi bizim, kimisi yaşadığı ülkenin yurttaşı 5 milyon kişi
arasına da yayalım!
3) Frankfurt’ta rastlantısal olarak görüştüğümüz Türkler, kesin
dille bunu dile getirdiler: Gelmeyin kardeşim, Türkiye’yi
yeteri kadar karıştırdığınız yetmiyor mu, düşüncesi epey
yaygın. Katılıyorum ve destekliyorum.
Yurttaş tedirgin
Bir yurttaş: Burada iş hayatımız, kent
ulaşımı, insan ilişkileri, ülke ve kentin bize
sunduğu sayısız fırsatlar ve olanaklar, insan gibi
yaşamamızı sağlıyor. Neden Türkiye değil,
anlıyor musunuz?
Hollanda sağcılarıyla bizim sağcı iktidarın yarattığı savaş
ortamından, her iki taraf da bir “iktidar” çıkartmaya
çalışıyor. Ortalık toz duman. İkisi de kaybedecek gibi!
Bu meydan savaşında Türkiye’nin kaybedeceği çok
fazla. İlki, ülkemizin büyük ekonomik
kayıpları, ikincisi de Avrupalı
yurttaşlarımızın içine sürüklendikleri büyük tedirginlik ve oradaki
yaşamlarını zorlaştıracak yeni siyasi atmosferin doğması. Almanya
çifte vatandaşlığın yasaklanmasını gündeme getiriyor!
Bunların maliyetini iktidarın hesap etmesi söz konusu
değil...