Ömer Lekesiz Yeni Şafak Gazetesi

Sanatta tevhid ama neden?

İslâm sanatına mahsus, “İslam” kelimesi önceliğinde veya “ve, ile” bağlaçlarıyla yaptığımız her türlü terkibin, “İslam sanatı” terimi başta gelmek üzere...

28 Aralık 2018 | 86 okunma

İslâm sanatına mahsus, “İslam” kelimesi önceliğinde veya “ve, ile” bağlaçlarıyla yaptığımız her türlü terkibin, “İslam sanatı” terimi başta gelmek üzere, indirgemeci bir tutumdan neşet ettiğini bildiğimiz halde, o terkiplerin yaslandığı esası belirtmek, ilgili niyetlerimizi ve fiillerimizi o esasa tabi kıldığımızı göstermek bakımından kullanıyoruz.

Bu özelde, Müslümanların sanatla ilişkisini ve dünden bugüne sanat eylemlerini anlama gayretinde olanların kaçınamadıkları bir çelişkidir.

Bu çelişkiyi çok açık bir biçimde ortaya çıkaran terkip ise: “İslam sanatı ve tevhid”dir.

Tevhidin, İslam açısından önceliği ve vaz geçilemezliği, daha bu inanca girişte (Müslüman oluşta) beyan edilir ve dolayısıyla her Müslümanın tevhidi apriori müdrik olduğu varsayılır. Bundan dolayı, tevhidi zikrettiğimiz yönüyle değil, sanatla birlikte kullanılışı yönünden konuşmamız daha yararlı olacaktır.

Şöyle ki: tevhid ve sanat kelimelerinin bir terkip biçiminde kullanılışı eski bir zamana aid/müstenid olmasa gerektir. Zira, “Geometri meseleleri hakkında eğitim görüp sonra metafizik ilimleri elde eden her insan, geometrinin temel prensiplerini, metafizik meseleleri izah (takrîr) etmede kullanır” diyerek, nokta üzerinden geometrinin bir mümin için açtığı tefekkür ve uygulama ufkunu çerçevelemeye çalışan Ebü’l-Hasan el-Âmirî (v. 992), aynı zamanda tevhid etmeyi anlatır ama tevhid kelimesini hiç kullanmaz. (Bkz.: Kitâbü’l-Emed Ale’l-Ebed – Sonsuzluk Peşinde, çev.: Yakup Kara, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, İstanbul 2013, s. 122-124.)

Yine tevhid kelimesinin sanat planında, birazdan değineceğimiz güncel içeriğiyle, bundan yarım asır öncesine kadar kullanılmadığını söylememiz de mümkündür.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı 18 Mayıs 2024 | 42 Okunma Orta yol doğru istikameti gerektirir 16 Mayıs 2024 | 84 Okunma Yaralı coğrafyalarımızı konuşmaya daha yeni başlıyoruz 14 Mayıs 2024 | 109 Okunma Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır 11 Mayıs 2024 | 82 Okunma Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii 09 Mayıs 2024 | 137 Okunma